31 Ekim 2007 Çarşamba

KÖTÜ GÜNLER:(...

Bu blogda hep güzel şeyleri yazmak isterdim aslında. İlerde Berk burayı okurken aaa ne güzel günler geçirmişim desin isterdim. Ama bu hafta sonu o güzel günlerden değildi:(

Cumartesi günü annem rahatsızlanmış ben işteyken:( Uzun zamandan sonra ilk kez cumartesi çalışmaya başlamış olmam kötü bir hafta sonu başlangıcıydı zaten:( Süt iznim elimden alındı. Aslında alınmak değil de cumartesi değil hafta içi kullanacağım artık:( Maalesef o 1,5 saat yolda geçiyor ama olsun... Herneyse annemin sıkıntısı artınca doktorunu aramışlar o da getirin ben burdayım deyince götürmüşler doktora. Hemen eko çekilmiş ve yoldayken kalp krizi geçirdiği anlaşılmış:( Veee hemen anjiyoya alınmış. Geçen sene de bu aylarda anjiyo yapılmış ve damar tıkanıklığı olduğu görülmüş ama stente gerek duyulmamıştı... Ama bu sefer damar % 95 tıkalı olunca hemen stent takılmış. Ben işten çıktığımda hemen berki de alıp hastaneye gittik. Ama sadece uzaktan görebildik annemi... Yoğun bakımdaydı ve orda kalmamıza gerek yoktu...

Pazar günü odaya çıkartacaklardı ama enfeksiyon kaptığı ve ateşi yükseldiği için yoğun bakımda kalmaya devam etti:( Pazar gününü de hastanede geçirdik. 2 dakika görüp elini tutabildim pazar günü. İbi burda mı dedi... Evet burda dedim. Sesini duymuş ve sevinmiş:) Hepimiz dışardayız merak etme dedim. Beklemeyin gidin bana burda iyi bakıyorlar dedi... Çoluğunuz çocuğunuz var onların yanında olun dedi anneliğiyle... Anneliğin kutsallığını görmemi tekrar sağladı... Orada yatarken bile bizi düşündüğünü gösterdi... Çocuklar büyüdükçe anneler rahatlıyor derdim ama yok öyle birşey... Büyüdükçe dertlerimiz de çoğaldı. Hatta eşlerimizin çocuklarımızın dertleri de eklendi...

Şimdi evinde annem... Herşey yoluna girecek. Daha da iyi olacak... Yediğine, içtiğine daha da dikkat edecek... Ve biz hep yanında olacağız... Bir tek o kaldı çünkü... Allah herkese şifa versin...

25 Ekim 2007 Perşembe

ARADAKİ 7 FARKI BULUN:P:P:)

Berk dün kontrole gitti. Öksürüğümüz hiç geçmedi bu süre içinde. Bu sefer ben gidemedim yanında:( Cumartesi kullandığım süz izinlerimi artık hafta içi kullanıyorum:( 1,5 saat erken çıkıyorum. Ama o 1,5 saat de yolda geçiyor:(:( O nedenle izin almak istemedim ve babayla teyze götürdü doktora. Doktor görünce berk iyi görünüyor demiş. Gerçekten de görüntümüz çok iyi ( şükür )... Ciğerler temiz, kulaklarda bişi yok... Sadece öksürük ve burun akıntısı var. Öksürük şurubu ve hafif bir antibiyotikle geçireceğiz...


Hava nemlendirici almak istiyordum. Belki burnu kuru havadan tıkalıdır hep diye. Ama doktor önermemiş. Ne yapacağımı bilemiyorum. Alsam mı almasam mı?:P:P


Akşam ablamda yemek yedik. Balık ziyafeti vardı. Berk de 8 - 9 tane hamsiyi götürdü. Korktum acaba çok mu diye ama gayet iştahla yiyince ve sonra da sorun çıkmayınca rahatladım.


Eve çıktığımızda ben ona gece yemeği hazırlarken her zamanki gibi peşimden geldi mutfağa... Damacanaya tutundu oradan da sandalyeye ve gerisi benim bağırışlarım:(:( Offf offf mutfak sandalyesi Berk'in üzerine düştü... Bünyamin benim bağırmama koştu... Berki bir hışımla aldım... Yavrucak nasıl ağlıyor susturabilene aşkolsun... Yüzü kıpkırmızı oldu. Doktora götürmekle götürmemek arasında kaldık. Bir süre bekledik, uyutmadık... Bu arada takip ettik hareketlerini. Kusmayınca ve de yaramazlıklara başlayınca götürmedik... İnşallah doğrusunu yapmışızdır...

Büyüyene kadar daha kaç kere düşecek acaba?? Daha önce emekleyerek banyoya giriyordu artık tutunup ayağa kalkıyor ve basamağı çıkıp banyoya atıyor kendini:) Her seferinde bunu yapıyor üşenmeden... Hergün yeni yerler keşfediyor evde. Bu aralar favorisi mutfak balkonumuz ve orada bulunan çöp tenekesi:P:(

İnanılmaz taklitçi... Bardakla su içmek istiyor, bilgisayara oturunca hemen mause eline alıyor, biz soda içerken o da geliyor ve şişeden içmek istiyor, çatal kaşık kullanmak istiyor vs. vs....

Şimdi size iki foto. Aradaki 7 farkı bulun bakalım:P:):)




23 Ekim 2007 Salı

TELETABİGİLLERDEN PO:):)

Berk Allah'a şükür iyi... Ama az da olsa mızmızlığı devam ediyor. Ve iştahı azaldı... Çorbanın yarısını yiyor, akşam mamasını yemiyor emmeyi tercih ediyor...Her yere yetiyor. Salon, oturma odası, mutfak ve maalesef banyo:( Pıtı pıtı emekleyip banyoya geliyor ve küvete yapışıyor:) Banyo yapmayı çok seviyor ama hava soğuk ve banyolarımız azaldı...

Geçen gece çok ağladı ve yanımıza aldık. Ama uyandığımda baktım ki kafasını duvara dayamış:( Eee neden iyileşemediği ortaya çıktı böylece...
Yerde bulduğu herşeyi ağzına sokuyor:( Babamız çok çekirdek sevdiği için akşamları biz çekirdek yerken Berk hemen geliyor ve bekliyor. Ama çekirdeğin içi değil çöpünü tercih ediyor!!! Hatta geçen akşam farketmediğimiz bir anda çekirdeği yutmaya çalışırken boğuluyordu:( Bir süreliğine çekirdek sefaları kaldırıldı:P:p


Oyuncaklarla oynamayı pek sevmiyor. Etrafı keşfetmek daha cazip geliyor artık. Özellikle emeklemek ve yürüme alıştırmaları yapmak. Kaç defa poposunun üzerine düştü hatırlamıyorum. Bazen o kadar sert düşüyor ki ağlıyor:P:P Berk yeni doğduğunda robot almıştım. Şifonyerinin üzerinde duruyordu. Geçen akşam onu gördü ve istedi. Hadi hadi diyor bişey istediği zaman:) Ben de eline verme gafletinde bulundum:) Robot beş dakikada mefta:P:P


Yukarıdaki resimde görüldüğü üzere evimiz darma duman.... Tv sehpasındaki kitapları kaldırarak ömürlerini uzattım. Ama gazete ve dergilere yetişemedim:) Üzerinde gördüğünüz külotlu çorap:) Soğuklar artınca bacakları üşümesin diye bu çözümü bulduk:) Çok yakıştı ama oğluşuma çoookkk...


Cumartesi günü Anadolu yakasına arkadaşımıza gittik. Giderken uyudu ama Reyhanda hiç durmadı. Hep mızmız hep mızmız. Üst dişler çıkana kadar bu şekilde devam edeceğiz sanırım... Babamız bizi bırakıp sinemaya girecekti ama hemen çağırdık Berk iyice huysuzlaşınca. Dönüşte de uyudu eve girene kadar:P Orada da heryeri keşfetme telaşındaydı. Hiç yerinde oturmuyor hep hareket halinde:) Yürüdüğünde ne yapacağız bilemiyorum...


Bu postu yazmaya başlar başlamaz bizimki dibimde bitti:) Bilgisayarı çok seviyor. Oturacak ve tuşlara basacak. Benim bile bilmediğim şeyler yapıyor ekranda şaşırıyorum:P:P



Ayça Erin'in yeni doktorundan bahsetmiş. 6 aydan sonra bebeğiniz sizinle yemeye başlasın demiş. Biz doğru yapıyormuşuz sevindim. Berk uzun zamandır kahvaltılar ve akşam yemeklerinde bizimle yiyor. Hafta içi ben olmadığımdan ablamlarla birlikte kahvaltı yapıyor... Mama sandalyesine oturunca kendini yayıyor da yayıyor. Hele de eline yiyecek birşey verirsek keyfine diyecek yok:)



Dışarda yemek yersek onun yiyebileceği birşey yoksa ben kavonozdaki meyve pürelerinden götürüyorum yanımda. Biz yemek yerken o da yemeğe katılıyor bizimle. Ama onun da yiyebileceği birşey varsa tam süper oluyor:) Benden daha çok yiyor diyebilirim hatta:P


Bu sabah uyandığımızda Berk beyi babasının ezmeye çalışırken bulduk:P Kıyafeti sarı olsa da biz onu teletabilerdeki PO'ya benzetiyoruz:) Çok tatlı çoookkkk. Gece bazen tatsızlaşsa da:P:P


Berk'in kelimelerini yazmak istiyorum bu arada. Baba, dede, kedi, hadi, bay bay ve şu aralar favorisi hayret ifadesi sanırım ayyy:) Ama o kadar güzel ayy diyor ki duymanız lazım... Geçenlerde birkez anne çıktı ağzından. O yüzden bahsetmiyorum daha:P:P
Alkışlamayı öğrendi Berkciim. Ama değişik bir stili var:) Ekleyeceğim görüntüsünü:P:P

21 Ekim 2007 Pazar

BU BÖYLE GİTMEZ:(


Evlere ateş düştü yine:( Artık bu acıların tekrarlanmaması dileğiyle teröre lanet olsun....

18 Ekim 2007 Perşembe

İYİLEŞECEĞİZ....

Berk bayramdan beri hasta:( Burun tıkanıklığı gittikçe çoğaldı ve iki gündür de öksürük başladı. Geçirmek için yaptığımız hiçbirşey fayda etmedi ve dün sonunda doktora gittik.... Nezle olmuş beyimiz. Bir de üst dişlerimiz geliyormuş. Hepsi birden olunca durumumuz vahim:( Verilen şurup ve burun spreyiyle inşallah düzelecek... Beklemedeyiz...

Doktordaki halini görmeniz lazım:) Doktor görünce keyfi yerinde berkin dedi:) Evet gündüz pek birşeyi yok ama gece öksürükten uyuyamıyor bir türlü tabii biz de... Muayene olurken hiç ses çıkarmıyor Berk. Verilen komutlara harfiyen uyuyor:) Doktor ah keşke bütün çocuklar böyle olsa diyor her seferinde. Babamız bu durumdan hemen kendine pay çıkarttı tabii ki:) Aynı ben diyerek. Doktorun onun iyiliği için çabaladığını anlıyormuş berk. O yüzden hiç sesini çıkarmıyormuş:):) Çook akıllı benim oğlum çoookkk....

Ama muayene bitince o sakin Berk yerini deli Berke bırakıyor. Her yere saldıran, giyinmek istemeyen bir Berk bu:P Hele de evde... Evin heryerini geziyor. Duvarlara tutuna tutuna evde dört dönüyor. En sevdiği de televizyonu kapatmak. Tam herkesin pür dikkat olduğu bir anda pat kapatıyor televizyonu:) Sanırım onunla ilgilenmemizi bekliyor:P:P

Artık kaloriferleri açıyoruz üşümesin diye beyimiz... Ama ellerini nasıl koruyacağım bilmiyorum:( Eller hep yerde emeklerken. Vee buz gibi oluyor. Ayaklarının çözümü ev ayakkabısı ama doktor çorap daha iyi dedi... O yüzden iki çift çorap giydiriyorum. Ama o eller off off...

16 Ekim 2007 Salı

BAYRAM HALLERİ....

Arefe akşamı yola çıktık... İnegöl'e dede ve babaneye bayram ziyareti için... Zorlu bir yolculuktan sonra gece varabildik köye... Herkes uykuluydu ama kuzen Berki beklemişti:P:P




Ahra 1,5 ay büyük Berk den ama hiç de öyle durmuyor. Berk birkaç kez çekiştirmeye bile kalktı... Eee Zeynebi bile halleden Berke Ahra daha minik geldi:P


Yolda huysuzlanmıştı ama şükür ki gece köy havası temiz geldi demek ki uyudu beyimiz... Sabah babamız bayram namazına giderken biz hala uyuyorduk.

Sonra uyandık ve bayramlıklarımızı giydik:) Berki giydirmek çok zorluyor artık beni. Hele altını almak. Bezini bağlamaya kalkınca kaçmaya çalışıyor. Oğlum, yavrum, canım hadi gel derken Beeerrrkkkk hadi ama diye yükseliyor sesim!!!:P


Sorunlu bir sabahtı. Allahım herkese akıl fikir ihsan eyle... Yaşlılara nasıl davranılması gerektiğini hatırlat!!! Ve herkesi ıslah et... Amin...

Babamız camiden gelince kahvaltıdan sonra dede ve babaneyle bayramlaştık:) Berk el öpmeye çalıştı ama pek başarılı olamadı:P Seneye inşallah... Dedenin şapkası da çok yakıştı oğluşuma...




Bahçeye çıktık sonra da... Berki çimenlere oturttuk hatta çıplak ayakla bastırmayı düşündük ama sonra korktum ya üşürse diye...







Ve sonra ziyaretlere başladık. Köy yolunda dolaşırken Berk heryere büyük bir merakla bakıyordu. Yerler ona çok ilginç geldi sanırım:)



Akraba ve komşu ziyaretleri esnasında kendini çok fazla gösterdi Berk. Heryeri karıştırdı ve herkesin gözbebeği oldu:) Bir de yürüse halin yaman dedi herkes bana acıyan gözlerle bakarak!!!




Bu çiçeği çok beğendim ben. Kökünden alıp gönderecekler ve ekeceğim. Balkonumda çok güzel duracağını düşünüyorum:) Renkler müthiş...

İbrahim Berk traktör bile kullandı:) Halinden çok memnundu... Evimiz büyük olsa ya da bir bahçemiz şu akülü arabalardan alacağım. Belki yaza!!!


Öğleden sonra da İnegöle gittik. Dayımızı ziyaret ettik... Berk dayıdan korktu:( Sakallı dedelerden korkuyor artık. Orda da bir kuzen vardı. Bizim Zeynep gibi minicik bir kız Betül:) İnegöl'e gidilip köfte yemeden olur mu?:) Biz köfteleri yerken beyimiz uyudu:) Kaçırdı köfteleri:P:P



Maalesef İnegöl'de bir gün kalabildik ve bayramın birinci gününün akşamı tekrar yollara düştük. Yolda yağmur yağmaması için dua ederek....
Dönüş daha kolaydı. Ama bir dahakine kesinlikle arabamızla gideceğiz... Gece evimize geldiğimizde Berk'in burnunun daha da tıkanmış olduğunu görerek üzüldük:(

İkinci günü ise istanbuldaki akraba ve komşuları gezdik. Berk herkesi şaşırttı tabii:) Ne kadar büyümüş nidaları eşliğinde verilen ikramları mideye indirdik... Ramazanda verdiğim 2 kiloyu 3 günde nasıl geri aldım hatırlamıyorum:P:P


Zeynep ve Berk ayrılmaz ikili. Birbirlerini çok seviyorlar. İnşallah hep böyle sevgi dolu olurlar birbirlerine karşı...



Herşey güzeldi ama keşke biraz daha uzun olsaydı...

15 Ekim 2007 Pazartesi

CEEEE...


Biz geldik... Bayram anıları az sonra...:)

11 Ekim 2007 Perşembe

İYİ BAYRAMLAR....


Ramazan bayramınızı tebrik eder ; büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperiz...


10 Ekim 2007 Çarşamba

İBİ KEDİ DEDİ Mİ?:p

Akşam Fatih'e gitmiştik alışverişe... İftarı da orada açtık. Etrafımızda kediler dolaşıyordu. Bak oğlum kedi dedik dedik. Ve birden Berk kedi dedi:) Bünyaminle göz göze geldik ve yok daha neler dedik:P:P

Acaba ibi kedi dedi mi?:):P Sanırım dedi:) Dede ve babadan sonra kedi dedi:P Allahım ANNE ne zaman ne zaman?

9 Ekim 2007 Salı

YORGUNUZ:(

Cuma akşamı berbat trafiğe kaldık:( Berk anane ve teyzeleriyle üsküdara gitmişti. İftarada orda kalacaklardı ama son anda fikir değiştirmişler. Ve maalesef rezalet trafiğe onlar da takılmışlar. 10 tane tramvay beklemek zorunda kalmışlar:( Berk bindikleri tramvayda rahat durmamış... Off off biz de halıcıoğlunda kalakaldık ve onları almaya gidemedik:( Sonunda buluştuk ama iftar falan bitmişti...

Cumartesi sabahı Zeynep le tanıştık:) Acele bir tanışmaydı ama ben çok sevdim Zeynebi:) Kıpır kıpır bir insan. Çok şeker... İnşallah Ahmetle de tanışabiliriz en kısa zamanda...

Berkle beraber akşama doğru kadıköye geçtik. İş arkadaşlarımla iftar yapmaya:) Güzel bir akşam geçirdik bizim hatunlarla!!! Yavruma uzun zamandır almak istediğim ama bir türlü kafama göre bulamadığım montunu aldım sonunda. Ne ince ne kalın... Tam istediğim gibi. Oğlum güle güle giyer inşallah...


Dönüşümüz biraz sesli oldu :P:P Vapurda sesimizi herkes duymuştur sanırım... Söylemediğim şarkı ve ortaya çıkarmadığım oyuncağı kalmadı beyimizin... Ne yapalım Ali babanın çiftliğini dinlerken çok seviniyor ve çığlık atabiliyor:P


Bu aralar biraz kırıklığı var:( Burnu fık fık:( Veee sümükleri akıyor.... Ama çok şeker... Bir de öksürüğümüz var:( Ama düzelecek, tedavimiz devam ediyor...



Pazar günü ise iftarımız vardı. Temizlik ve yemekleri hazırlamak aynı güne kalınca benim pilim bitti:( Akşam yatağa nasıl attım kendimi bilmiyorum. Berk bütün gün teyzedeydi... Çünkü süpürgeden korkuyor:( Süpürgeyi açtığım an ağlamaya başlıyor. Uykudaysa uyanıyor... Ne yapacağımı bilemiyorum. O evdeyken süpürgeyi açamıyoruz:P:P


Süpper garnitürler ve yemeklerle doluydu sofra:) Ama paslanmışım sanırım... Yemek yapmaya tekrar başlamam lazım:P


Berk bütün gece Zeynebi rahat bırakmadı... Normalde oyuncaklarının yüzüne bakmaz. Zeynep hangi oyuncağı eline aldıysa Berk dibinde bitti. Ve kızı rahatsız etti devamlı... Yavrucağım zeynep de dayanamadı ve sonunda ağlamaya başladı...


Ramazan da bitiyor... Kadir gecemiz kutlu olsun. Hayırlara vesile olsun ve dualarımız kabul olsun inşallah...


Üç gün sonra BAYRAM!!! Berkimin 2. bayramı. Kurban bayramında 1 aylıktı Berk... Allahım ne kadar çabuk geçiyor zaman... Şimdi 10 aylık bir bebek. Yürümeye çalışıyor. Bayramdan bayrama görüştüğümüz insanların Berki görünce verecekleri tepkileri çok merak ediyorum:P:P


Size yavrumun ilk bayramından bir görüntü... Acemi anne ve minik kuzusu!!!






Veee bu sabah... Saat 06.00 da beyimiz uyandı:( Ama biz hala uyumak istiyorduk:) Ama o kazandı ve bizi de uyandırdı:P:P

3 Ekim 2007 Çarşamba

BERK'TEN İNCİLER....

Anne doldurdum çamaşırları açabilirsin makineyi:P:P



Buradan su içmekten çok kolaymış yaaa:P



hııım tramvay buymuş demek... Vay bee adamlar neler yapmışlar:P




Sonunda geldik Sultanahmet camiine... Ne kadar büyük anneee....



Size sahlep bana su :( Haksızlık buuuuu....



Eee o kadar çok gezersem uyurum tabii...



ıınnınnınn çekilin geliyoruummmm....



iki çiçek bir böcek:P



Teyze yaaa bu puset benim popoya küçük geldi galiba:P:P


2 Ekim 2007 Salı

HAFTA SONU...

Cuma akşamı babamız iftara gittiği için ben de yeğenlerimi alıp iftara götürdüm:) Ama pişman oldum diyebilirim:P Berk hiç durmadı. Normalde eline pide veririm o da sakin sakin kemirir... Ama yok mıızz mıızzz... Benim yemek soğudu. Kızlar hızlı hızlı yediler... Suçlu; ramazan sebebiyle daha fazla insan almak için o masaları birbirine yapıştıran restoran... Berk masalar arasında o kadar bunaldı ki... Kucağımıza aldık, balonla oynadı ama yok bir türlü mutlu olmadı:P



Cumartesi günü ise aşı olmaya gittik. Berk 77 cm. olmuş. Kilosu da 10,250 gr. Bir yaş sınırlarını aşmışsınız dedi doktor:P Büyümüşüz yani... Hem prevenar hem de grip aşısı yaptırdık.... Bir ay sonra grip aşısının kalan yarım dozunu yaptıracağız. İki tane aşı vurulunca biraz ağladı oğluşum...



Doktoru beklerken oyun bahçesinde büyükleriyle oynadı Berk. Allahım dedim kendi kendime bu yavru minicik gelmişti kucağıma. Şimdi ise kendi kendine oturup oyun oynuyor. Tekrar şükrettim yavrumu bana verdiği için....


Doktordan çıkınca oğluma bayramlık almaya gittik. Dolaştık dolaştık en sonunda güzel bir takım bulduk. Gömlek, pantolon ve montdan oluşan bir üçlü takım. Mavi ve lacivert harici bir renk olsun diye de yeşili tercih ettik. Küçük adam olacak oğlum bayramda!!!

Berke sanırım 10. emziğini aldık... Bazılarını ufak olduğu için attık bazılarını da kaybettik. Ne zaman bırakacak bu emziği? Ve sebze meyve emziğinden aldık. Gelince hemen denedik. İçine muz koyduk ve Berkin eline verdik. Afiyetle yedi. Ama biraz zor bu olay. İçindeki meyve bitmeye yaklaşınca tekrar doldurmak gerekiyor. Ve etraf batıyor her halukarda. Ha tabii bebeklerin boğulması gibi bir ihtimal yok... Bu iyi tarafı...

Pazar günü ise zeynebimizin doom gününe gittik:) Mükellef bir iftar sofrasında şiştikten sonra pastayı üfledi yumurcaklar... Berk üflemeye çalıştı ama pastadan korktu!!!



Ohhh anne yaaa külah mı bu şimdi? Eee içindeki dondurma nereye gitti?


Berk '' BABA '' diyor. Hem de bilinçli bir şekilde. Babasına bakarak!!!

1 Ekim 2007 Pazartesi

11. AYDA BİZİ NELER BEKLİYOR?

11.AY BEBEK GELİŞİMİ

Bebeğiniz artık rahatlıkla ayakta durabilir ve bunu yaparken her türlü yardımı reddeder. Ayrıca, ayakta iken yavaş yavaş eğilip, düşmeden oturma pozisyonuna geçebilir. Bunu yaparken arada durur ve eğilip iki bacağının arasından bakar. Etrafını farklı açılardan görmek onu heyecanlandırır. ( Berk tutunarak ayakta duruyor ama sanırım artık tay tay durmaya başlar :P )

Bebekler ortalama olarak 11 aylıkken, sehpa kenarına tutunarak yürüyebilirler. Ancak bu her bebekte değişen bir durumdur ve sizin bebeğiniz de bunu daha erken ya da daha geç becerebilir. Sehpa kenarında çok rahat yürümeye başladıktan sonra yavaş yavaş ellerini bırakacaktır veya tutunmayı aniden unutacaktır. Tek ayağının üzerinde ve parmak ucunda yürümeyi deneyecektir. Tüm desteğini tek eline vererek eğilip yerden bir oyuncak almaya çalışabilir. ( ohhhooo uzun zamandır tutunarak yürüyor Berk efendi... Bütün evi duvarlara dahi tutunarak dolaşıyor... Yapamadığı yerde emeklem çözüm :p )

Bebeğiniz ayağa kalkıp, tutunarak da olsa yürümeye başladığında ayakkabı giymeye hazır demektir. Ancak ayak kaslarının güçlenmesi için ev içinde mümkün olduğunca çorapla gezdirmeye devam edin. Bebek çok iyi yürümeye başlayana dek ayakkabılar yumuşak ve elastik olmalıdır. Birçok anne, bebeğinin kalın ve sert tabanlı ayakkabı giymesi gerektiğini düşünür, ancak bu yanlış bir kanıdır. Sert ayakkabılar ayağının burkulmasına neden olabilir. ( doktor da aynını söyledi. Evde çorapla gezecek... Dışarı çıkarken de yumuşak pabuç giyecek... Hatta ayağındaki pabuçları çok beğendi. Biz bobux almıştık onlar da çok rahat. Nıke spor ayakkabıları da tam istediğimiz gibi. İki tane ayakkabı şu an için yeterli. Daha sonra tekrar alınacak!!! )

Merdivenler hemen hemen tüm çocukların ilgisini çeker. Çoğu bebek yukarı çok rahat çıkar ve merdiven başına vardığında nasıl ineceğini bilemediğinden korkarak ağlamaya başlar. En az bir sonraki aya kadar merdiven inmeyi beceremeyecektir. Bebeğiniz merdiven çıkmayı öğrendiğinde sürekli olarak gözetiminiz altında olmalıdır.Bebeğiniz, tüm bunları denerken birçok kez düşecektir. Eğer bu düşmelere çok büyük tepkiler göstermezseniz, bebeğiniz de -çok canı acımadığı sürece- tepki vermez. Eğer bir düşme sonrasında bebeğiniz ağlayacak gibiyse ona sarılın ve sanki çok komik bir hareket yapmış gibi gülün, onu da güldürmeye çalışın. Sadece sizi güldürmek için tekrar düşmeye çalışmayacağından emin olmalısınız. ( Evde merdiven olmadığı için rahatız:P Hep düşüyor Berk. Bazen kafasını yere vurunca ağlıyor. Kucağıma alıyorum ve şefkat gösteriyorum... )

Bebeğinizin uyku düzeni de bu ay değişebilir. Uykuları gün içinde kısalıp, geceleri uzayabilir. Ya da gün içinde iki uykuyu birleştirip bir kez, ancak uzun süreli uykuya yatabilir. Bu gibi durumlarda bebek tüm öğleden sonra uykusuz kalacağından akşam yemeğine doğru huysuzlaşabilir. Bu yüzden belki de en iyi yol, öğle yemeğini erken verip, hemen yemek sonrasında uyumasını sağlamak, yani tek uykuyu mümkün olduğunca geçe almaktır. ( Uyku konusundaki değişiklikler inşallah aşırıya kaçmaz bu ay... )

Bebek geceleri uykuya dalmakta zorlanıyorsa, banyosunu gece yaptırmayı deneyin. Ilık bir banyo, onun tüm gece boyunca uyumasına yardımcı olacaktır. Eğer henüz başlamadıysanız, her gün yıkamaya başlamak için iyi bir dönemdesiniz; çünkü bebek hem gün içinde yerlerde dolaşmaktan, hem de kendi kendine yemek yemeye çalışmaktan kirlenir. ( Havalar soğudu maalesef her gece banyo hayal:( Ama Berk yıkanmayı çok seviyor. Banyodaki küvette yıkanacak mutlaka... Kendi küveti rafa kalktı bile:P )

Onbirinci ayda bebek fiziksel gelişiminin yanı sıra diğer birçok alanda da gelişim gösterir. Örneğin, mutfaktan gelen ses ve kokulardan, akşam yemeğinin hazırlanmakta olduğunu anlar. Bunu önceden anlayarak, fazla "sabır" gösteremese de, herhangi bir şey için bekleyebilmeyi öğrenir. ( inşallah )

Bazı zamanlar bebeğinizin ona söylediğiniz şeyleri duymadığını düşünmek sizi endişelendirebilir. Aslında bebeğiniz, böyle zamanlarda yaptığı işle o kadar meşguldur ki size cevap vermek istemez. Ancak duyma ile ilgili endişeleriniz büyüyorsa çocuk doktorunuza danışmalısınız. ( Bazen duymuyor. Özellikle reklam seyrederken. Tv ye yasak koymak lazım sanırım... )

Birinci senesinde çok az bebek kelime söyleyebilir ve bilinenin aksine konuşma bir zeka belirtisi değildir. Birçok bebek pasif kelime hazinesine sahiptir; yani söyleyemese bile yaklaşık on nesnenin anlamını bilir ve -istediğinde- basit talimatlara uyabilir. Şimdiye kadar yapmadıysanız, talimatlarınıza "lütfen" ve "teşekkür ederim"i eklemek için en uygun zamandır. Bebeğiniz konuşmaya başladığında, bu kelimeler doğrudan konuşmasına yansıyacaktır. ( Baba diyor.... Hem de babasının yüzüne bakarak!! )

Bebeğinizin konuşmasındaki kusurların bebeğinizin dil gelişimini bozacağını düşünmeniz yersiz bir endişe kaynağıdır. "Bebek tarzı konuşma" hemen her dilde mevcuttur ve normal şartlarda dil gelişimini etkilemez.

Bebek artık çok düzgün olarak nesneleri kavrar ve parmaklarını daha iyi kullanabilir. Başparmak ve işaret parmağı ile nesneleri daha kolay tutar; örneğin bir muz parçasını ustalıkla tabaktan alabilir. ( Berk tabakları alıp yere atmayı çok iyi yapıyor... Tavernaya da gitmedi ama:P:P )

Keşfetmeye yönelik davranışları onu oyuncak ve diğer nesneleri sınıflandırmaya yönlendirir. Bebek sürekli olarak şekil ve ebatları inceler; örneğin plastik bir kap ile cam bardağın arasındaki farkı anlamaya çalışır. Küçük bir kabın büyüğün içine gireceğini, ama tam tersinin olamayacağını bilir. ( Göreceğiz )

Bebeğinize kitap okumak ve resimler göstermek bebeğin etrafındaki nesneleri daha iyi tanımasını sağlar. Ancak ona bu dönemde harf veya kelime öğretmeye çalışmayın. Bunun yerine kitaba bakmayı sevimli bir oyun haline dönüştürün. ( Kitapları yırtmaya çalışıyor :P )

Bu dönemde bebek "oyuncak nerede?" oyununu oynamaya bayılır. Saklanan oyuncağı daha ustalıkla arayabilir. Eğer oyuncak daha önce saklanan yerde değilse bile mutlaka başka bir yerde gizlenmiş olduğunu bilir. Aramaya devam eder ve sizin de ufak tefek yardımınızla bu büyük sır çözülür! ( Hımmm denemek lazım )

Anne ve babanın bebekle ilişkileri farklıdır, ancak her ikisi de çok değerlidir. Farklı görünüşler, farklı fikirler ve farklı iletişim bebeğin insanları ve çevresini daha rahat anlamasını sağlar. Eğer bebeğinizi tek başına büyütüyorsanız, karşı cinsten insanlarla iletişim kurmasına olanak tanımalısınız. Eğer bu insanlar ara sıra da olsa, bebeğinizle bire bir iletişim kurarlarsa, bu size de biraz dinlenme imkanı verir. ( Çook kalabalık bir aileyle büyüyor Berk )

Bebeğiniz hala daha sizin desteğinize ihtiyaç duyar. Size her sarıldığında veya ilgi beklediğinde karşılık göreceğinden emin olmalıdır. ( Her zaman görecek inşallah )

Onu şımarttığınızı söyleyen yakınlarınıza kulak asmamalısınız. ( Şımartıyorum zaten !! Bunu da seviyorum )

11.AY DÖNÜM NOKTALARI

SOSYAL FİZİKSEL ZİHİNSEL

• Saklanma-bulma veya top atma gibi oyunlardan çok hoşlanır.

• Her zaman katılımcı olmayabilir.

• Sürekli onaylanmayı bekler.

• Destekle ayakta dururken öne doğru eğilebilir.

• Ayakta dururken düşmeden oturabilir.

• Parmak ucunda durabilir.

• Çömelir ve eğilir.

• Kutu kapağını kaldırır.

• Kitap sayfalarını, birer birer olmasa bile çevirebilir.

• Nesneleri bilinçli olarak yerlerine koyabilir.

• Ufak nesneleri tutup kaldırabilir.

• Kaşığı ağzına götürebilir.

• Ayakkabı ve çorabını çıkartabilir.

• Amacına ulaşabilmek için araçlar kullanmayı dener; örneğin ufak bir iskemleyi yürüteç gibi kullanmayı deneyebilir.

• Bazı nesnelerin sembolü olan kelimeleri hatırlar ("uçak" dendiğinde gökyüzünü işaret edebilir).

• Söyledikleri hala anlaşılamaz; ancak birkaç anlamlı ses çıkarabilir.

• Ritmik sesleri ve yüz ifadelerini çok rahat taklit eder.