31 Ocak 2008 Perşembe

MOR YANAK İBİ:):p

İbrahim dün yine düşmüş. Bu seferki düşüş, uzun süre gitmeyecek bir iz bırakmış yanağında. Ablamın peşinde dolaşırken düşüp, portmantonun köşesine çarpmış:( Şükür ki gözüne denk gelmemiş. Akşam gittiğimde uyuyordu. Bir baktım yanağı mosmor:( Komik olmuş ama:)

Yaramazlıkları sınır tanımıyor. Akşam yaprak dökümünün en can alıcı yerinde pat diye televizyonu kapatmaya başladı. Defalarca... En sonunda müzik açıp oynamasını sağladık da diziyi seyrettik:P

Bu dans mevzusu acayip boyutlara ulaştı... Bale mi yapıyor modern dans mı anlayamadık? Figürleri günden güne değişiyor. Ama çok şeker oluyor dans ederken... Bir müzik sesi duymasın hemen dönmeye başlıyor elleri havada:)

Eli çok sert Berk'in. Sinirlenince ya da istediği birşeyi yapmadığımızda suratımıza vuruyor:( Bu durumdan çok şikayetçiyim ama başedemiyorum. Yapma dediğimde anlamıyor ve suratıma bakıp tekrar yapıyor. Ve sinirlenince eline geçen ne varsa fırlatıp atıyor sağa sola. Akşam yatmaya hazırlanırken annemin emektar saatini duvara fırlatıyordu:( Ben kızıyorum, yapma diyorum o inadına tekrar yapıyor. Ne yapacağım bilmiyorum...

Dün ablam pazardan gelince pazar arabasını beraber boşaltmışlar ve sonunda içi boşalınca arabaya binmek istemiş. Ablam izin vermemiş ve yarım saat ağlamış. Bazen de kalem alıyor eline dolaşıyor evde. Korkuyorum ya düşerse de o kalem bir yerine saplanırsa diye:( Elinden alıyoyum kalemi başlıyor ağlamaya. Kalemi eline tekrar verene kadar...

Babamız tatilde... Malum,öğretmen:) İnegöl'e gitti pazartesi günü... Hafta sonuna kadar yok. Biz de annemde kalıyoruz. Anneme yazık oluyor tabii. İki gecedir Berk huysuzluk yapıyor. Hele bu gece 04.00 e kadar uyumadı. Bir türlü dalamadı uykuya. Hep ağladı:( Sanırım biraz fazla kaçırdı yemeği ve rahatsız oldu:( Sonunda birkaç kere gaz çıkardı da rahatladı ve uyudu. Tabii biz annemle asker olduk başında:(

Sonunda kuş almaya karar verdim:) Cumartesi günü Eminönü'ne gidip muhabbet kuşu alacağım. Görünce vereceği tepkiyi çok merak ediyorum:) Hayırlısı bakalım...

Firdevs sobelemişti beni özür dilerim ancak yazabiliyorum... Yapılması kolay ama üşengeçliğim sebebiule yapamadığım şeyler...

- Yemek... Aslında üşengeçlikten değil de zamansızlıktan yapamıyorum. Daha doğrusu istediğim şeyleri yapamıyorum. Off off:P

- Berk'e adım çöreği yapmam lazım halaaa....

- Saçlarımı ketirmem lazım ne zaman ne zaman....

- Ütü yapmam lazım... Off bu kolay birşey değil ama:P

- Berk'e lego ve birkaç kıyafet almam lazım. Hafta sonuna bıraktım bunu da:)

Bir sobe de Muko'dan gelmiş:) Hayatın bize öğrettiği 3 şey...

- Bir çocuğun insanın yaşamını nasıl değiştirebildiğini öğretti hayat bana son 14 ayda... Bir çocuğa kızdığın halde bile ona olan sevginin hiç azalmadığını da tabii...

- Kırgınlıkların geçici olduğunu da öğretti... Bir dönem çok kızdığım insanlarla şimdi konuşabileceğimi hatta birşeyler paylaşabileceğimi bile. Kindar olmamam gerektiğini de...

- Ve tabii ki duanın ne kadar önemli olduğunu...

30 Ocak 2008 Çarşamba

26 Ocak 2008 Cumartesi

BEBİ ZİYARETİ...

Sevgili arkadaşım ve eşi bebişlerine kavuştular sonunda. Biz de bugün görmeye gittik mis kokan bebişi... Allah analı babalı büyütsün canım arkadaşım. Hep güzel günleriniz olsun... Berk de bebeği çok sevdi, yanağını bile okşadı:) Tabii bebek ziyareti, düşmesine engel olamadı beyimizin. Kafa üstü çakıldı yine:P

Geçen akşam su istedik. Sucu çocuk gelene kadar kapıda bekledi boş damacanayla. Boş damacanayı çocuğa verip dolu damacanayı içeri sokmaya çalıştı:) Tabii biz de koptuk gülerken...






Daha neler neler yapıyor bizi güldüren. Talha'nın ananesinin göbişinden kayan videosunu izledim geçen gün. Berk de ananesinin koltuğunun tepesinden kayıyor:) Koltuklara hala çıkamıyor. Biz yardım ediyoruz çıkarken ama kayarak inmeyi kendisi çok güzel yapıyor. Tırsarak iniyor ama kayınca da çok mutlu oluyor...


Berk'in saçları uzadı çokça. Hele de ön tarafı artık gözüne girmeye başladı. Ben de tamamen kestirmeye kıyamıyorum. Uzun seneler kestirmeyi düşünmüyorum bakalım ne kadar uzayacak:) Ama önlerini biraz kestim geçen akşam, görmesinde sorun olmasın diye... Besleme gibi oldu biraz:P Yamuk kesmişim:P İnşallah kısa zamanda uzar:)


Artık akşam 22.00 de uykuya yatıyor Berk. Gece bir kere uyanıp , sütünü içip sabah 08.00 - 08.30 ' a kadar uyuyor. Ya biz hazırlanırken ya da tam çıkarken uyanıyor. Ve artık biz evden çıkarken ağlamıyor:) Bize bay bay yaparak kapıyı arkamızdan kapatıyor. Hatta geçen sabah ben tam onu öpecekken kapıyı suratıma kapattı:( Çok üzüldüm bu duruma:( Beni bırakıp gidiyorsun ben de seni istemiyorum mu demek istedi acaba:(?


Geçenlerde bir misafirliğe gittiğimizde akvaryum görmüş ve dakikalarca balıkları seyretmişti. Ben de birkaç haftadır eve kuş almayı düşünüyorum. Acaba kuş mu balık mı alsak? Kuş sağlıksız mı olur Berk için. Araştırıyorum bakalım. Ya kuş ya balık ya da su kaplumbağası alacağız...

24 Ocak 2008 Perşembe

22 Ocak 2008 Salı

KAZAZEDE :p

Berk bey dün mutfakta dolanırken sebzeliği üzerine düşürmüş. Çekmeceleri açmakta zorlanınca güç gösterisinde bulunmuş sanırım:) Ablam çorba yapıyormuş o anda hemen kaldırmış üzerinden... Hasar yok bu sefer...

Cumartesi günü 4 kere falan düştü Zeynep'le oynarken. Sonuncusunda alnı şişti ve çok ağladı:( Akşam altını alırken bakıyorum da dizleri de morarmış. Düşmelerin kalıntıları:P

Soruyorum annecim nasıl düştün diye. Kendi diliyle başlıyor anlatmaya. Yere yatıyor ııhh bııgghh diye diye gösteriyor. Ve sonunda da vurduğu ya da düştüğü yeri dövüyor:)

Annem bir türlü adım çöreği yapamadığım için düştüğünü söylüyor:P Tembel anniiii....

20 Ocak 2008 Pazar

ANNİİİİ HASTA:(

Perşembe günü boğaz yanmasıyla başladı rahatsızlığım:( Cuma günü kırgınlık da başladı vücudumda. Cuma akşamı İbrahim'i bile görmedi gözüm:( Bünyamin ablamlara indirmiş bereket, biraz dinleneyim diye... Cumartesi uyanamadım ve doğal olarak işe de gidemedim. Doktora gittik hemen. Boğaz enfeksiyonu dedi doktor. Çabuk rahatlamak istersen serum verelim dedi. Tamam dedim ve yedim serumu:P Bereket işe yaradı da biraz kendime geldim. Şimdi ilaç tedavisine devam. Haftaya kontrol var. Hasibe'ye gittik de Berk Zeynep'le oynarken ben de dinlendim bütün gün... Yoksa nasıl ilgilenirdim Berk'le. Yattığımı görünce hemen dibimde bitiyor va başlıyor saçlarımı yolmaya...

Geçtiğimiz haftalarda birkaç gün işyerindeki ısıtma sistemi bozulmuş biz de kar yağdığı günlerde buzz gibi ofiste çalışmıştık:( Bir arkadaş geçen hafta yaşadı bu sorunu. Şimdi de ben. Sıra kimde acaba?

Berk annii diye diye geliyor yanıma habire. Ona geçmesinden korkuyorum. Fazla ilgilenmiyorum ama o da devamlı yanımda olmak istiyor. Zor bir durum maalesef...

17 Ocak 2008 Perşembe

SANDALYEDEN AT YAPIMI:p

-Ayakları metal ve çok da ağır olmayan bir sandalye alınır. ( Tercihen ananedeki sandalyeler).

- Anne babanın ilgilenmediği ( tv ye dalmış oldukları ) bir anda sandalye arkasından ittirilmek suretiyle yere düşürülür.

- Çok fazla ses çıkartmamaya dikkat edilir, anne kızar yoksa...

- Düşen sandalye rahatça oturulacak pozisyona getirilir ve üzerine oturulur:) Sandalyeden atımız hazırdır.

Anne de onca para vererek aldığı ata bakarak iç geçirir:)

16 Ocak 2008 Çarşamba

BÜYÜMÜŞÜM:p

Bugün kontrol ve aşı günüydü... Aşımız 1 hafta gecikti ama olsun sorun değilmiş. Su çiçeği aşısı da bitti artık marta kadar aşı yok:) 11,300 gr. 79 cm. ölçülerimiz. İştahsız, yemek yemiyor dedim dedim; ama yavrucak bir ayda 500 gr. almış:) Bu hafta daha iyi yemesi. Dişler yüzünden dedi doktor. Alt ve üst diş arkadaşları her an patlayabilir. Biraz geç kaldık diş konusunda ama sanırım yakında Berk de çok dişli olacak...

Doktorun odasına yürüyerek girdi ve hiç ses çıkarmadan muayene oldu yine:) Doktor hanım her seferinde maşallah maşallah demekten kendini alamıyor:) Bütün çocuklar böyle olsa keşke diyor. Sadece aşı vurulurken birkaç saniye ağladı o kadar. Sonra oyuncaklarla oynamaya devam etti:)
Berk'le diyaloglarımız:)

- Oğluummm gözlerin nerde?

- Tık yok...

- Berkiiişşş kulakların nerde?

- Tık yok...

- Miniğimmm dişlerin nerde?

- Hemen elini ağzına götürüp dişlerini tutuyor...

- Berkk ayakların nerde?

- Hemen oturup ayaklarını tutuyor..

- Minikkuşşş burnun nerde?

- İtinayla işaret parmağını burnunun içine sokup gösteriyor:) Tabiii herkes ıyykkkk...:P

Komik çocuk vesselam...

Gece sütü devam ediyor. Genelde 2 kere kalkıyor gece. Bir kere anne sütü bir kere de inek sütü içiyor. Günlük süt alıyorum iki günde bitiriyor minik... Artık minikliği kalmadı yaa büyüdü benim oğlum:)

Dün ablamlar çektiğimiz videoları izlemişler bilgisayarda. Berk benim sesimi duymuş ve anne anne diye ağlamaya başlamış. Tam o anda msn de yeğenimle konuşuyorduk. Bu durumu anlatınca içim kötü oldu, gözlerim doldu:( Anneciim beni özlüyor demek ki.. Zaten pazar akşamları Berk benden hiç ayrılmıyor. Bütün akşam kucağıma çıkıp göğsüme yatıyor. Anlıyor sanırım ertesi gün onu bırakıp işe gideceğimi:(
Sabahları uyanık olunca onu bırakmak da çok zor oluyor artık. Arkamızdan ağlıyor. Kuşlara bakalım diye kandırıyor annemler. Karşıdaki apartmanın üzerindeki güvercinlere bakıyorlar dakikalarca...

Hafta sonu güzel havadan istifade etmek istedik ama cumartesi yetişemeden akşam oluverdi:( Biz de Ikea'ya gittik. Berk bir minik birey olarak tabii ki yürüdü:P Herşeye dokunmak istedi. Özellikle çocuk bölümünde çok mutluydu. Oyun alanına bıraktığımızda bir tane çocuk itmiş yavruyu:( Ağladı tabii. Maalesef çocuklar paylaşmayı bilmiyor:(







Pazar günü hafta sonu kahvaltı keyfimizi yaptık mis gibi:) Berk iyice alıştı bizimle yemeye.Onun önüne de bir tabak hazırlıyorum, istediğini yiyor. Akşamları da aynı. Bazen elleriyle bazen çatalla yiyor. Öğrenecek zamanla yavrukuş:) Kahvaltıdan sonra güneşi kaçırmadan sahile gittik ve yürüdük:) Temiz hava ve deniz kokusu güzeldi. Tabii kayalıklara ve merdivenlere tırmanmak isteyen Berk'le uğraşmak da cabası:P













14 Ocak 2008 Pazartesi

9 Ocak 2008 Çarşamba

AÇLIK GREVİ:)

Berk dün kaşıkla yenmesi gereken çorba, yoğurt ve sulu köfteyi yememiş:( Ablam oyalayarak birkaç kaşık puding yedirebilmiş... Biberonu göstererek mama istemiş sadece... Açlık grevi yapmaya başladı galiba diye düşündüm durdum bütün gün... Ta ki akşam, bir gece önce ona zorla gece mamasını yedirmeye çalıştığım aklıma gelene kadar. Evet Berk annesini protesto ediyor galiba!!!! Bana zorla birşey yediremezsin, ben yemek istersem yerim demek istiyor sanırım:)

Kuaybecim bu aralar canım çok sıkkın:( İşle ilgili bazı sorunlar vardı; aslında hala var. İnşallah çözülür diye dua ediyorum. Elimden maalesef başka birşey gelmiyor.Bu sebeple ben ben değilim sanki. Hiçbirşey yapmak istemiyorum... Düzeleceğim sanırım.

3 Ocak 2008 Perşembe

KIZAMIK VE YARAMAZLIK:)

Beneklerimiz hala var. Ama renkleri yavaş yavaş açıldı. Sanırım artık geçmeye başladı. En az hasarla atlatıyoruz bunu da şükür...

Yılbaşı sabahı Berk bey babası kahvaltı hazırlarken kakaoyu bulmuş ve yüzüne boca etmiş:P Yanıma geldiğinde küçük bir çığlık attım:) Kırmızı ve kahverenginin uyumu harikaydı.




Hastalık Berk'in hareket alanını daraltmadı. Heryeri karıştırıyor. Özellikle ayakkabılık şu aralar favorisi. Her geçisinde ayakkabılığı açıp içinde ne bulursa çıkartıyor. En son babasının ayakkabısını giymeye çalışırken bulduk:)

Mutfak dolapları ve deterjan bölmesi de en sevdikleri arasında... Deterjanları bugün de yere düşürmüş:( Ve önlem alarak bantlamışlar dolapları:P

Akşam zigon sehpaları gözüne kestirdi ve ne yapıp edip üzerine çıktı!!!Azimli çocuk vesselam.

Hııımmm oyuncağıma basarsam sehpaya çıkarım!!! Baba bir el atsana yaaa:)



Heyyy yerdekiler naber??:)



Şimdi inmem lazım ama nasıl? Oyuncak nerdesin?




Aaaa kayıyoruuummmm:P:)




SONUNDA BEYAZ...

İlk kar düştü İstanbul'a. Samandıra bembeyaz:) Yollardaki karlar arabalar sayesinde karardı ama ağaçlar görülmeye değer... İbi ; akşam anne kartopu getirecek sana:) Ayy ayy dediğini duymak için:P:P

Seni ve bu beyazlığı seviyorum...

2 Ocak 2008 Çarşamba

KIRMIZI İBİ:p

Herşey harika demiştim ama maalesef nazar değdi:( Berk pazartesi sabahı yüzünde bir kızarıklıkla uyandı... Yanakları bazen tahriş oluyor , krem süreriz diye pek önemsemedim ama öğlen ablam arayınca bu çocuğun heryeri kıpkırmızı oldu diye panikledim:( Hemen doktora götürdüler. Doktor ateş ve başka belirti olmadığı için alerji olabilir demiş. Ama ben pek inanmadım ve dün başka doktora götürdük. O da hemen dermatolojiye gönderdi. Sonuç: viral bir hastalık geçiriyor yani kızamık.

Kızamık, bir tür virüsün neden olduğu döküntülü bir hastalıktır. Önce basit bir üst solunum yolu enfeksiyonu gibi başlar, ardından yüz ve enseden başlayan, gövdeye de yayılan kırmızı renkte döküntü ortaya çıkar.

Mikropla temastan sonra kuluçka dönemi 10-12 gündür. Önce; ateş, halsizlik, iştahsızlık, gözlerde sulanma ve kızarma, öksürük ve burun akıntısı başlar. 2-3 gün içinde, yanak içlerinde beyaz benekler, bundan 2 gün sonra da yukarıdan aşağıya doğru ilerleyen kırmızı döküntü ortaya çıkar.

Kızamık çok bulaşıcıdır. Hasta kişiyle solunum teması, öpüşme, aynı kaptan yeme gibi yollarla virüs alınır. Hastalığın en bulaşıcı olduğu dönem, ateş başlamadan öncesiyle döküntü çıktıktan 4 gün sonrasına kadarki dönemdir. Hasta çocuk, bu dönemde izole edilmeli, döküntü başladıktan sonra en az 5 gün okula gitmemelidir.


Viral bir hastalık olduğu için, etkene yönelik tedavi yoktur. Ancak; yatak istirahati, bol sıvı alımı, öksürük için soğuk buhar yardımcı olacaktır. Doktorun önerdiği ateş düşürücü ve vitamin takviyesi kullanılabilir. Hastalık yaklaşık 1 hafta sürecek, ömür boyu bağışıklık sağlayacaktır.

Şu an beklemedeyiz ve karantinadayız:P Dışarı çıkmıyoruz , eve misafir kabul etmiyoruz. 2008 'i kıpkırmızı karşıladı Berk bey. Bereket fazla kaşınmıyor, geçen ay aşı yaptırdığımız için belki de hafif geçiriyor. Bir an önce eski beyaz yavruma kavuşmayı istiyorum:):P