20 Temmuz 2008 Pazar

DÖNECEĞİZ!!!






Bir hafta buralarda olmayacağız. Kendinize iyi bakın:)

18 Temmuz 2008 Cuma

AT BENİ DENİZE:p

Berk'in son zamanlarda en çok söylediği laf bu:) Denişş , at... Meali; beni denize at:) Önümüzdeki pazar oğluşumun isteğini yerine getirmeye denize gidiyoruz. Korkuyorum aslında. Ben , eşim ve İbi:) İnşallah başa çıkabiliriz Berk'le. Berk konusunda fazla pimpirikli ben, her zaman gayet rahat olan Bünyamin, elinden gelse tavanda yürüyecek olan Berk:) Rahat olmam lazım rahat...


Cumartesi işten çıkınca bir koşu Gemlik'e gidip geldik:P Oğlum küçücükken görmüştü halalarını ve amcasını. Herkes şaşırdı tabii görünce beyimizi. Eee büyüdü tabii. Hep atta gitmek istedi orda da... Bereket onu oyalayacak abi ve ablalar vardı da biraz rahat ettik.







Giderken feribotta ortalığı birbirine kattı, hep dolaşmak istedi... Yolculuğun sonuna doğru denişş seyretti... Kimseyi tanımadığı için başlarda kendini çekti, kimseye gitmedi. Ama sonra herkese alıştı hatta onlarla gezmelere gitti. Akşam üzeri yine deniş diye tutturunca sahile yürüyüşe çıktık... Patlamış mısırından çekirdeğine, haşlanmış mısırından külahına herşeyden istedi... Parkta deli gibi oynarken kaşla göz arasında kafa üstü çakıldı:( Şükür bişi olmadı...


Eve döndüğümüzde farkettikki biberonu almamışız:( Berk de tutturdu şüt diye... Bardakla verdik kabul etmedi, pepetle verdik istemedi, naz yaptı... Uyku gözlerine iyice inince pipet yardımıyla sütünü içti... Veee sabaha kadar uyanmadı:) Bu çocukların yorulması gerekiyor ki gece uyanmasınlar:P



Pazar günü de akraba ziyaretlerini tamamlayıp jet hızıyla evimize döndük:) İnsan kuş misali, bir gün orda bir gün burda:P İnsan bütün hafta çalışıp da hafta sonunu kendine ayırınca süper oluyor:) Hele de yanında sevdikleri varsa... Berk dönüş yolunda feribotta yine dağıttı tabii. Acayip bir çocuk oldu. Birinin elinde yiyecek görmesin hemen yanında bitiyor ve gözünün içine bakıyor karşısındakinin. Eee adamcağız da dayanamayıp biraz veriyor elindekinden:P




Gemlik sahilinde dolaşırken bir çocuğun elinde patlamış mısır görüp, direkt elini uzatıp almıştı:P Off bundan vazgeçiremiyorum. Yüzsüz oldu iyice... Çocuk diyorum ama, yapmaması gerektiğini de öğrenmesi lazım...



Dönüş yolunda feribotta 3 tane gencin yanına düştük:P Bir tanesi çakma Cem Yılmaz'dı:) Acayip güldük:) Berk'i de ortak ettiler muhabbetlerine.. O da bundan çok memnun oldu:P


Pazartesi'den beri yazıyorum bu yazıyı:P Bugün Cuma:) Artık yayınlayayım:P



Berk'in son hallerinin fotolarını da ekleyeyim:)




Futboldan sonra basketbola da el attı:P







Karpus çok seviyor oğluşum:P








Mısır ise vazgeçilmezi:) Artık kendisi yiyor... Ertesi gün bezinden topluyoruz yediklerini:P




14 Temmuz 2008 Pazartesi

MUTLU YILLAR UÇAN TALHA:)



Emine senin de doğurma günün kutlu olsun:) Nice yılları sağlık ve mutlulukla geçirirsiniz inşallah...

9 Temmuz 2008 Çarşamba

BAŞLIKSIZ:p

Uzun olmuş yine yazmayalı:( Havalar sıcak, işler yoğun tabii biraz da tembellik başgösterince yazmak istemiyorum...

Çamlıca buluşmasının ardından Cuma akşamı Emine'ler geldi bize:) İstediğim gibi ağırlayamadım ama iş dönüşü ancak bu kadar olabildi... Hatta onlar bizim evin oraya geldiklerinde ben hala işten dönmeye çalışıyordum:( Biraz beklemek zorunda kaldılar:P Talha ve Berk bütün gece dalaştılar:P Berk küçücük boyuyla Talha'ya kafa tutmaya kalkınca maalesef küçük sürtüşmeler yaşandı tabii... Gecenin sürprizi ise Berk'in poposu çok tahriş olduğundan sadece boxerla bırakılması neticesinde kakasını halıya yapmasıydı:P Oyy oyyy... Misafirler içerde otururken yıkadım hemencecik efendiyi... Gece de nöbetçi eczane bulup, etkili bir krem aldık da şu an iyileşti poposu.

Bir çocuk günde 5 kere kaka yapar mı? Normal midir bu? Mutlaka ama mutlaka bu yaz tuvalet eğitimini sonuçlandırmam lazım. Yoksa oğluşum hep poposu yaralı gezecek...

Harika bir hafta sonu planımız vardı. Birkaç blog sahibi arkadaş ve aileleriyle İzmit'e Mukadder'e gidecektik... Ama maalesef Mukadder'in babası rahatsızlandı:( Canım arkadaşım tekrar geçmiş olsun diyorum babacına... İnşallah tez zamanda sağlığına kavuşur... Dün konuştuğumda sesi iyi geliyordu Muko'nun... Babacığı, tedaviye cevap vermeye başlamış. Herşey iyi olacak diye konuştuk. Allah'ım bütün hastalara şifa ver...

Pazar günü evde F1 İngiltere gp ile başlayıp Wimbledon tek erkek finaliyle devam eden spor dolu bir gün yaşadık:) Maalesef ikisinde de favorilerim kazanamadı:( Raikkonen ite kaka 4. oldu... Federer kötü oynadı ve yenildi:( Finalist ödülünü alırken o kadar ezik duruyordu ki çok üzüldüm:(

Bu karşılaşmaları izlerken ütü yaptım:) O kadar çok saat ütü yaptım ki emektar ütüm dayanamadı:P Ama ben yılmadım ve annemden aldığım ütüyle devam ettim:) Ütü bitince acayip rahatladım... Bir de şu badana işi bitse :P

Bünyamin pazartesiden beri Saraybosna'da... Bu gece dönecek inşallah... Özledim!! Onsuz ev çekilmiyor... Zaten, evde değilim o gittiğinden beri. Sadece yatmaya çıkıyoruz oğluşumla... Annemde misafir var ve biz de ordayız akşamları... Koyun koyuna uyuyoruz yavrucumla... Gece kalkıp anne şüüüttt deyişine uyanıyorum:) Sütü sevmesi harika...

Babası soruyor geçenlerde... - Oğlum ne yapıyorsun?

Berk cevaplıyor gayet sakin... - Oynuyorum...

Ben ve Bünyamin öylece bakıyoruz birbirimize!!!

Büyüyor İbrahim Berk... Dün Hasibe'de, zamanında Berk'e aldığımız oyun halısında Metin'i görünce o günler aklıma geldi... Ne kadar küçüktü... O da Metin'in yanına yattığında oyun halısına, birkez daha gördüm büyüdüğünü...

Adını annem annem taktım bu ara zaten:P Bir yaramazlık mı yaptı ya da birşey mi isteyecek, hemen yanaşıyor yanıma başlıyor annem annem demeye:)

Park sevdamız son hızıyla devam ediyor... Babası da olmadığından bu ara ablam götürüyor parka akşamları... Ama durum vahim:P Bir saat durmamacasına koşan bir çocuk ve peşinde aman dikkat, sakın düşme diye koşturan teyze:) Teyzesinin bu durumuna pis pis sırıtırak bakan bir velet:P

4 Temmuz 2008 Cuma

ÇAMLICA BULUŞMASI...


Bir buluşmayı daha kaçırmamanın zevkini yaşıyorum:) İşten çıkıp, koştura koştura eşimle buluşup, Çamlıca'ya gittik... İçeri girdiğimizde Sabahnur'un İbi'ye seslenmesiyle buluşmaya başladık:) Zeynep Erva'nın İbrahim'e sarılması, tokalaşmaları ve birbirlerini öpmeleri çok güzeldi:)


Sonra Minel ve Orhan Kerem de geldi ve denizi görebileceğimiz bir masaya oturduk. Herkes yanında çocuklar için bir yardımcıyla gelmişti:P Bu işe yaradı tabii. Berk de babasıyla parkta zaman geçirdi bir süre... Yanıma geldiği zamanlarda da hep gezmek istedi:P


Emine de ikiziyle gelince buluşma grubu tamamlanmış oldu:) Rana ve Zeynep arasındaki çekişme ilginçti:) Kızlar ahh kızlar dedim içimden:P Güzel sohbetler yapıldı tabii, manzara eşliğinde. Daha rahat ve uzun zamanlarda tekrar görüşmek dileğiyle.... Hediyeleriniz için tekrar teşekkür ediyorum hepinize... Sevgiler...

3 Temmuz 2008 Perşembe

SOBE HEM DE 2 TANE:)

Sabahnur sobelemişti beni. Berk'in odasındaki detaylar neler diye... Mobilya seçerken sadeliği ön planda tutmuştum. O yüzden de krem renk tam bize uygundu. Sadece odayı maviye boyamıştık ( tabii sonra odası değişti ama ). Avizesini krem üzerine mavi çizgili , halısını da yine krem üzerine mavi ve kahverengi çizgili seçerek hareketlilik sağladım... Biraz daha büyüyünce odayı yine değiştireceğiz:) Daha büyük odaya geçecek. Belki o zaman bir kardeşi olur ve daha renkli mobilyalar alırız:P






1- İlk aylarda daha değişik bir kapı süsümüz vardı ama bunu görünce almadan yapamadım:)

2- Berk daha doğmadan bir abajur almıştım, kocaman. Başlarda işimize de yaradı tabii. Sonraları ışığı çok verdiği için bu minicik gece lambasını aldık. Çoook yararlı:P

3- Kapısının arkasında bulunan bu askılığı ben şapkalık olarak kullanıyorum. Ama Berk'e daha uygun cicili bicili bişiler alabilirim...

4- Tülü çekmeden yapamadım:) Odaya çok uyum sağladı tül. Işıkları kapatınca yelkenliler parlıyor:)

5- Şifonyerini özellikle göstermek istedim. Başlarda kendi kullanımıma uygun olarak yerleştiriyordum. Her an kullandığım dış giysileri ve iç çamaşırların üst katlara koyuyordum. Ama artık Berk'in daha çabuk giysilerine ulaşması için alt katlara yerleştiriyorum:) Montessori grubundan öğrendim bunu:P

6- Ikeadan aldığım, içine oyuncakları koyarım diye düşündüğüm ama sonra çorap ve ev ayakkabılarını toparlayan aparat:)

7- Yine Ikeadan aldığım, iki tanesine Berk'in legolarını koyduğum, buna da ıvır zıvırlık adını verdiğim aparat:) Üzerindeki ayıcık bebeklikten kalan dönencesindeki ayıcıklardan:P

8- Şifonyerinin üzeri... Peluş oyuncakları, garfield kumbarası ve anne babasıyla, oğluşumun resmi:)

Diğer sobe ise sevgili Seyhan'dan geldi... Kuzucuğumu severken neler diyorum ?


- Berkowich:P

- İbi:P

- Tomtişo...

- Minik eşek:P

- Kujum...

- Minik kuş...

- Şekerpare...

- Anne kuzusu...

- Yavrum:)

- Jelibon:P

- Lolipop:)

- Yavlum benim:P

1 Temmuz 2008 Salı

ANNEMMMM:):P


İnsanın çocuğundan duyabileceği en güzel kelime sanırım... Berk dün bana '' ANNEM '' dedi... Defalarca.... Ben eriyip bittim her söyleyişinde... Ben de ona '' OĞLUM '' dedim!!! Allah'ım, şükürler olsun, bu yavruyu bana verdiğin için...