29 Şubat 2008 Cuma

CÜCE ŞUBAT...

Annem hep cüce şubat der:) Sanki şubatın suçu 28 , arada bir de 29 gün olmak... Bu sene dört mevsimi de yaşadık ufacık şubatta... Hele şu son günler o kadar güzel ki. Hiç bitmese diyorum. Pazar günü fuara gideceğiz Berk beyle. Anne çocuk fuarına. Ama babamızı da alacağız:P Belki tanıdık birilerine rastlarız...

Şubat bitmeden not edeyim buraya... Berk'in 8 tane dişi oldu:) Sanırım yazmıştım çıkmaya başladılar diye ama artık tamamen belli oluyorlar. Bir not daha; üst ön dişlerinin arası ayrık... Hem de arasına bir küçük diş sığacak kadar:P Kısmetli olacak derler ön dişleri ayrık olanlar için... İnşallah inşallah...


Artık duyu organlarını göstermeyi öğrendi iyice, ama canı istediği zaman... Herşeyi taklit ediyor bu aralar. Tv de bale yapanları görmüş geçenlerde. Nasıl yapıyorlar deyince parmak uçlarında yürüyor ve ayaklarını kaldırıyor:P

- Oğlum kulakların nerde?


- Gözlerin nerde annesi?



- Peki ağzın nerde?


- Hııım minik burnun nerde annecim?


- Yerim ben senin burnunu!!!


Akşamları akrobatik hareketler eşliğinde bilgisayarda oynuyor Berk. Biz bilgisayar başına geçince hemen peşimizden gelip oyuncak kutusunun üzerine çıkıyor ve başlıyor hareketlere. Biz de hemen kalkıp ona bırakıyoruz bilgisayarı...


Çarşamba akşamı hamam sefası yaptı Berk:P Yok yok hamama gitmedi... Ananemiz yıkadı Berk'i. Annem öyle bir yıkadı ki , Berk'in cilt rengi bir ton daha açıldı:) İyi oldu iyi ölü deriyi attık:P

27 Şubat 2008 Çarşamba

AH EMZİK VAH EMZİK:)

Aslında ne de güzel başlamıştı hafta sonumuz. Cumartesi o güzel havada minik oğluşu ziyarete gittik . Metin bey 2 haftada büyümüş, yanakları şişmiş, tam mıncıklanacak kıvama gelmiş:P Ama o kadar sakin bir bebekki uyanmadı hiç ve biz de mıncıklayamadık. Allah herkese Metin gibi bir bebi versin. Yesin, içsin, gaz çıkarsın ve uyusun:P Belki de 40 'ına kadar böyle... 40'ı çıkınca delirecek!!!! ( hain teyze )

Zeynep çok kıskanç oldu bu aralar. Berk'i çok sevdiği halde oyuncaklarını paylaşmak istemiyor. Ama Berk'in oyuncaklarını hemen elinden alıyor:P Hatta kıyafetlerini bile... Kardeşinin yatağına yatmak istiyor, giysilerini hatta bezlerini bile istiyormuş... Durum vahim yani.

Pazar günümüz ise ailecek yapılan ve bol hamur işli bir kahvaltıdan sonra başladı:P ( bu kilolar gidecek ) Florya'ya gitmek için evden çıktığımızda sokakta futbol oynayan çocuklara katıldı Berk. Ufacık boyuyla, düşe kalka oynadı onlarla. Topu yakalamayınca söylene söylene. Benim yavrum büyümüş de oynamak istermiş abilerle artık...

Florya'ya gittik. Ama pişman olduk. Biz evden çıkana kadar hava soğumuştu:( Oraya gittiğimizde bizim minik, yürüdü yürüdü yürüdü... Aslında çok güzel yürümeyi sevmesi. Bizi yormuyor. Bir de bizim peşimizden gelse süper olacak:P Kafasına göre, kendine bir hedef belirliyor ve oraya gidiyor. Bazen bir kız, bazen bir oyuncak, bazen de ışıklar...







Dönmek için arabaya bindiğimizde farkettik ki emziğimiz yanımızda yok. Aradık taradık bulamadık ve düşürdüğümüze kanaat getirdik. Berk'i oyalamak zor oldu ama abimlere gidene kadar uyudu da rahat ettik. Gezmekteyken sorun olmadı emziksiz olmak. Bir dakika bile oturmadığı ve abimlerde karıştıracak çok şey olduğu için farketmedi bile... Birkaç saat orda geçirdikten sonra eve doğru yola çıktık...




Evimize gelirken kaç kere Ali babanın çiftliğini söyledim bilemiyorum:P Başka şarkıları söyleyince sakinleşmiyor ama Ali babanın çiftliğini duyunca yelkenleri suya indiriveriyor:) Bütün hayvanların sesini öğreniyor böylece:P

Mahalleye gelince de asker eğlencesini gördü ve oraya gitti:) Komşumuz oğlunu askere gönderdi. Bizim oralarda eğlenir gençler, asker gönderirken... Berk de o eğlenceye dahil oldu hoplayıp zıplayarak... Duygusal anlar yaşadık... Asker gönderen annelere Allah ferahlık versin...




Veee onu zorla da olsa eve getirdik sonunda. Çekiştire çekiştire... Beyefendi eve girmek istemiyor. Gezecekmiş dışarda. Eve girmemiz pek iyi olmadı ama. Evdeki emziği de bulamadık. Bakmadığımız yer kalmadı, yok yok... Artık bulamayınca, nöbetçi eczaneye gittik. Orda da Berk'in emziğinden yok. Başka marka alıp geldik ama beyefendi beğenmedi emziği. Hatta midesi bulandı... Aslında ben biraz sevindim:) Belki emziği bırakmasına vesile olur diye:P ( kötü anne )


Biz de yakın ilçelerdeki nöbetçi eczaneleri telefonla aramaya başladık , Berk'in emziğinden bulmak için. Eee çocuğumun emziği özellikli. Avent olacak, damaksız olacak, silikon olacak ve yaşına uygun olacak:) Maalesef çoğu eczane avent emzik satmıyor:( O arada ablamı aradım ve sağa sola bir bakıver belki bulursun emzik dedim... Kadıncağız çekmeceleri aradı ve buldu bir emzik:) Berk emziği görünce hemen kaptı:) Yavrucağım birkaç saat içinde ne de özlemiş emziği...


5 kişi bir çocuğun emziğine sahip çıkamadık:P Berk daha uzun bir süre emziği bırakamayacak sanırım... Offf offf...
Not... Florya'da emziğimiz kaybolmamış:P Ablamın çantasında bulduk emziği... Peki çantaya emziği kim koymuş:P AYSUN ANNE!!!!

22 Şubat 2008 Cuma

BERK GELDİ NELER GİTTİ?:p

Berk olunca neler mi değişti hayatımda Elif'cim.

- İlk olarak tabii ki uyku düzenim... Zaten çalıştığım için hafta içi sorun değil ama hafta sonu uyku keyfim bitti.

- Gezme alışkanlıklarım... Artık kafama göre takılamıyorum. Berk'e uygun yerlere gitmem gerekiyor.


- Ev düzenimiz... Her şey Berk'e göre düşünülüyor artık.

- Alışveriş tutkum:) Önceden ilk önce kendimi düşünürdüm şimdi Berk öncelikli. Annesinin ayakkabı koleksiyonuna yetişecek yakında:P

- Sinema keyfim... Sinemada güzel filmler var ama nasıl gidilecek? Berk'e kim bakacak? O yüzden filmler alınıp evde seyrediliyor... Ben sinemaya gitmek istiyorum:)

Aklıma gelenler bunlar. Kısaca hayatımız Berk'in ekseninde dönüyor artık... Mutluyum bundan. İyi ki bir yavrumuz oldu. Ve iyi ki Berk oldu:P

21 Şubat 2008 Perşembe

OKUR - YAZAR BERK...





Artık büyüdük:) Vee hem okuyup hem yazmaya başladık. Berk bizim gazete okuduğumuzu gördüğü an hemen eline bir parça alıp bizim yaptığımızı yapıyor:P
Yazma olayı ise daha öncelere dayanıyor. Kalemi çok seviyor. Kalemi eline alınca hemen yazacak biryer arıyor. Bereket ya deftere ya da kitaba yazıyor:) Duvar, kanepe ya da sehpalara yazmaya başlamadı daha:P

20 Şubat 2008 Çarşamba

KATMER POĞAÇA ( ADIM ÇÖREĞİ ):p

Benim adım çöreği niyetine yaptığım katmer poğaçanın tarifini yazayım:) Biraz uğraşmalı bir poğaça ama lezzeti de o kadar güzel... Ben tarifi mutfak güncesinden almıştım... Deneyen herkese afiyet olsun...

KATMER POĞAÇA...

Malzemeler :
- 1 su bardağı süt
- 1 çay bardağı sıvıyağ
- 1 yumurta (akı içine, sarısı üstüne)
- 20 gr yaşmaya
- 2 çay kaşığı tuz
- 2 çay kaşığı tozşeker
- Aldığı kadar un
Arasına;
- 75 gr tereyağ (oda sıcaklığında yumuşatılmış)
- 100 gr beyaz peynir
- Maydanoz

Yapılışı:
Mayayı çok az ılık suyla erittim. Ilık süt, sıvıyağ, tuz, şeker, yumurta akı ve unu da katarak ele yapışmayacak yumuşaklıkta hamur yapıyoruz. Mayalanmadan 8 parçaya ayırıyoruz. Her parçayı tabak büyüklüğünde açıp, üzerine yumuşak tereyağından ince bir tabaka halinde sürüyoruz. Hamurları üstüste dizerek, her parçada bu işlemi tekrarlıyoruz. En üsttekine yağlamayacağız. Üstüste dizilmiş hamurları fazla ezmeden yavaş yavaş 60-70 cm çapına gelinceye kadar büyüterek , sigara böreği yapacak gibi kesip, arasına peynirli harçtan koyarak sarıyoruz. 30-40 dakika mayalandırıp, üzerine yumurta sarısı sürerek , 180 derecede üzerleri kızarana kadar pişiriyoruz...

19 Şubat 2008 Salı

HOCA İBRAHİM:)


Berk'in bu oyuncağını odasına koymuş ve uzun süredir unutmuştuk... Geçen akşam oturma odasına getirdik ve Berk yeni görmüş gibi mutlu oldu:) Artık büyüdüğü için kendi kendine binip sallanabiliyor:) Kimseye ihtiyaç duymuyor.

18 Şubat 2008 Pazartesi

BULUŞMA VE KAR:)

Cumartesi günü nihayet Hacer'e gittik:) Yaklaşık 3 haftadır her hafta sonu gitmek istiyorduk ama hep bir sorun çıkıyordu. Ama bu sefer kar yağdığı ve bazı sorunlar çıktığı halde yılmadık ve gidebildik:P

Sabah işe gittim. Bereket biraz erken çıktım ve saat 14.00 de evde olabildim. Ama yolda kötü bir haber aldım. Anahtar arabayı açmıyordu:( Akü bitmiş ve yapılması zaman alacaktı. Ben de beklemeden Berk'i sırtlayıp çıktım yola:) Bir boş taksi bulup bindik ama iki dakika yol alınca taksici ( burada içimden geçen sözü yazamıyorum) '' mesai saatim bitiyor abla sizi oraya götüremem '' dedi. Eee o zaman neden binmeden sormadın kardeşim. Çocukla beni atıyorsun yola dedim ama tık yok adamda. Biz de indik ve beş dakika kadar kar altında taksi bekledik. Her şerde bir hayır vardır sözünün doğruluğu bir kez daha kanıtlandı. Ve bindiğimiz ikinci taksi gideceğimiz yeri şıp diye buluverdi:)



Hacer çok şeker biri:) Vee incecik:) Hehe arada bir kekeledi ama ben dediklerini anladım:P Çok güzel ağırladı bizi sağolsun. Tekrar teşekkür ediyoruz ve öpüyoruz:) Berk Muhammed Yusuf'un oyuncaklarını ve kendisini mıncıkladı. Arabasına bile bindi. Muhammed çok güler yüzlü. Biraz da sinirli:P Hiç yatmak istemiyor. Hep ilgi , hep konuşmak istiyor:)




Hacer sonunda Berk için ördüğü bere ve atkıyı verdi bize. Çok beğendik ve hemen taktık:) Ohh, yavrucağım sonunda örme bir atkı-bereye sahip oldu:P Hacercim beni de unutmayıp hediye almış. Çok güzel bir meyve tabağı. Eve gelince hemen içine meyveleri koyup mutfağıma koydum. Ama bugün kötü haberi eşim verdi. Berk kırmış:( Allah'ım birkaç ay sağlam kalsaydı bari yaaaa....



Cumartesi Hacer'lerden çıkınca bir bebek ziyaretine daha gittik. Metin Akif'e:) Bir haftada büyümüş şekercik. Miss gibi kokuyor yeni bebekler. O kadar sakin bir bebiş ki. Biz 2 - 3 saat kaldık ve bir kere gıkı çıkmadı. Yiyip, çiş yapıp, uyuyor:) Her eve lazım... Metin'i severken Zeynep hemen yanımıza geliyor. Hıım kurtlar fıkır fıkır...

Pazar günü ise beklediğimiz kar geldi:) Sabah uyandığımızda heryer bembeyazdı... Berk belki sever diye terasa çıkardık karla tanıştırmak için... Ama umduğum gibi olmadı... Berk kardan korktu:( Karın üzerine bıraktığımız an ağlamaya başladı.. Bize de onu alıp eve girmek düştü:(





Eve gelince Berk annesine yardım etmeye başladı:P Makineyi boşaltırken sorun değil de pis bulaşıkları yerleştirirken gelip mıncıklarmıyor mu çatlıyorum:( Anlamıyor da... Pis kaşıkları alıp kaçıyor:D



Ve sonunda meşhur adım çöreğimizi yaptık:) Yanında Hacer'de yediğimiz ve Berk'in çok sevdiği kuskus salatasını da yaptık... Berk artık düşmeyecek inşallah:P Poğaçaların bir tanesinin içine para koyduk. Çıkan kişi Berk'e hediye alacaktı. Aldık poğaçaları ablama gittik. Yedik de yedik yedik de yedik yok para kimseye çıkmadı:) Ta ki bu sabah evde kalan bir tane poğaçayı yanıma alıp işyerinde yiyene kadar:) Yine şanslı kişi ANNEydi:):P

15 Şubat 2008 Cuma

İBİ VE ÖTESİ:)

Berk bu aralar banyo yapmaya takmış durumda:) Her akşam banyoya gidip küvetini göstererek bıcı bıcı yapmak istediğini belirtiyor:P Bu akşam kıyamadık ağlamasına ve küveti oturma odasına getirdik:) O, içine girip bir süre oturduktan sonra içine su koymamızı istedi:P Maalesef bunu yapamadık.

Tam o sırada 2008 Eurovision'da bizi temsil edecek şarkı açıklandı:) '' DELİ ''. Berk efendi de başladı şarkıya uygun dansetmeye:P:D



14 Şubat 2008 Perşembe

KORKU SENDEN KORKSUN OĞLUŞUM:p


Korkuyla nasıl başedeceğiz bilemiyorum:( Pazartesi günü ablam hastaneden çıktı bebekle beraber. Bizimkiler de onu ziyarete gitmişler. Berk bütün gün havaalanına inecek uçakları merakla izlemiş. Ta ki akşam olup da hava kararana kadar:( Uçakların ışıkları ve çıkardıkları seslerden korkmuş:( O saate kadar pencerenin dibinde duran çocuk, yaklaşmamış pencereye... Biz gittiğimizde hemen anlatmaya başladı hareketlerle. Elini uçak gibi havaya kaldırıp anlatıyordu:P


O akşam eve gelipde uyku için yattığımızda da havada duran Sünger Bob balonundan korktu:( Ve içini çeke çeke ağladı. Hemen balonu odadan çıkarttık.


Jetonlu oyuncak korkumuzu aştık geçen akşam. Oliviumda dolaşırken kırmızı jetonlu arabayı görünce dayanamadı ve binmek istedi. Şükür bu korkuyu yendi sıra diğerlerinde:)

11 Şubat 2008 Pazartesi

BEBİŞLİ GÜNLER...

Hafta sonu minik yavru katıldı aramıza. Aslında 15 şubatta doğacaktı ama biraz erken davrandı ve geldi. Şükür ki ben de cumartesi işten biraz erken çıkmıştım. Ve geldiği ana yetiştim. Bebek odasındaki ilk hallerini gördük. Bembeyaz, şeker mi şekerdi... Zeynep ve Berk de yanımızdaydı. Camdan kardeşe el salladılar bol bol...



Cumartesi ve pazar akşamı ben kaldım refakatçı olarak. Berksiz iki gece geçirdim:( Oğluşum cumartesi akşamı biraz eziyet etmiş teyzesine ama pazar gecesi uyumuş güzelce... Beni hiç aramamış:( Tahmin ediyordum böyle olacağını. Benim yanında olmadığımı farketmeyeceğini bile:( Ama yine de üzüldüm:( Ben anneyim yaaaa....


Geçen aylarda anni annii diye takmıştı. Bu aralar da babiii babiii diye dolaşıyor:P Baba favorisi:P Gece uyanınca bile yanında ben olduğum halde babii babii diyor. Pabucum dama atıldı:(



Perşembe akşamı koçtaşa gitmiştik. Oyuncaklar vardı oradada. Biner diye aldık jetonları. Ama bizim oğlumuz yukarı doğru çıkıp inen uçaktan korktu:( Ve o günden beri çok sevdiği tırtıla bile binmiyor. Korkuyor:( Oyuncakları görür görmez ters tarafa dönüp kaçıyor:)

10 Şubat 2008 Pazar

SÜRPRİZ:):p

Beklediğimiz an cumartesi geldi ve minik bebeğimiz sağlıklı bir şekilde dünyaya '' merhaba '' dedi:) Öğlen saat 13.47 de 3630 gr. ağırlık, 51 cm boy ölçüleriyle Metin Akif beyimiz doğdu... Çok yağuşuklu bir bebek maşallah subhanallah...

9 Şubat 2008 Cumartesi

7 Şubat 2008 Perşembe

4 Şubat 2008 Pazartesi

4 OLDUK:)

Cuma akşamı babamız geldi:) Berk'i banyoda değil de odasında bebeklik küvetinde yıkıyorum artık. Üşümesin diye. Ben cuma akşamı banyosunu hazırlarken oğluşum dayanamamış ve kıyafetleriyle dalmış su dolu küvete:P Babasının gözünün önünde tabii... Geldiğimde ıpıslak bir velet ve gülen bir baba vardı odada:)


Oğlum memleket meselelerini yakından takip ediyor artık:) Gazeteyi aldığı gibi eline, dakikalarca bakıyor ama ters:P


Evet sonunda kuşumuzu aldık efendim:) Vee nüfusumuz 4 e yükseldi... Cumartesi işten çıkınca bizimkilerle buluşup Eminönü'ne gittik. Keşke hafta içi vakit bulsam da gitsem... O kadar gezilip görülecek, saatler harcanacak yerler var ki. Cumartesi kalabalığında maalesef yeterince dolaşamadık. Aklım orda kaldı. Ahh şunu da alacaktım, yaa buraya da gidemedik dedim durdum. Ama kuşumuzu son dakikalarda aldık.


Berk , yeğenimin eline aldığı tavşana daha çok ilgi gösterse de kuş da ilgisini çekti tabii. Eve gelip de kafesine koyarken elimizden kaçınca baya bir şenlik oldu:) Şu an minik kuşumuz geldiğinden beri sanırım alışamadığından hiç ciklemedi:( Merakla bekliyoruz!!!
Benim oğlum artık oyuncaklarını kendisi seçiyor:) Cumartesi günü onun isteği üzerine bir tane sarı mini cooper ve bir tane de oyuncak köpek aldık:P Köpek takla attıyor, Berk de oleeyy diyor:)



Pazar günü ise bir akraba ziyaretinde Berk beyin ne kadar kıskanç olduğunu gördük. 8 aylık olan bebeğin yürüteçini kıskanıp binmek istedi. Bu çocuk hiç yürütece binmedi. Hatta koyduğumuzda ağlıyordu. Ama orda hep yanındaydı. Ihh ıhh diyerek isteğini de dile getirdi. Bu çocukları anlamak çok zor:)
Yeğenimin oyuncakları da bizim çocuğun oyuncakları oldu artık. Ablamdayken kitty ve göbekle ( ineğin adı ) oynuyor:) Yüzünde gördüğünüz morluk, bir post önce anlattığım olaydan kalan iz...


Oğlumuz çok yardımsever bir çocuk olacak. Baksanıza yeğenimin kendinden büyük çantasını bile taşımış:P Babaya birşey mi göndermem gerekiyor. Berk'e veriyorum, annecim babaya götür bunu diyorum yavrucağım koşa koşa götürüp babasına veriyor. Tabii bazen hedefi şaşırıyor ama olsun:)

Dışarı çıktığımızda oyuncak görmesin hemen koşuyor. Tahterevalli, salıncak, kaydırak. Artık o an hangisi boşsa hemen dibinde bitiyor:) Bize de ona eşlik etmek kalıyor:P