29 Nisan 2008 Salı

HAFTANIN AKTİVİTESİ... SU!!

Montessori grubu kuruldu. Esra'nın bloğundan mutlaka okumuşsunuzdur. Biz de bu gruba üye olduk . Zamanla montessori eğitim sistemiyle ilgili daha çok şey öğreneceğim... Esra yeni bir aktivite oluşturdu. Büyüyorum, Eğleniyorum, Öğreniyorum. Her hafta bir konu belirlenecek ve biz de o konuyla ilgili çocuklarımızla aktiviteler yapacağız...


Bu haftanın konusu '' su '' idi... Berk suyu çok seviyor... Saatlerce suyla oynayabilir...


İlk aktivitemiz banyo yapmak oldu. Küvette suyu açıp kapatarak ve kendini yıkamasına izin vererek yapılan bir banyo çok faydalı oldu...


İkinci aktivitemiz ise, Berk'in su dolu bir bardağı taşıyabileceğini görmemizi sağladı... Aslında istediğimiz herşeyi hemen getiriveriyor. Ama daha önce hiç su dolu bir bardak denememiştik... Elleriyle sıkı sıkı tutarak, biraz döküp bize getirdi bardağı... Başardığındaki sevinç görülmeye değerdi...




Üçüncü aktivite , su dolu bir kabı boş kaba boşaltmak üzerineydi... Berk ilk başta şaşırdı ne yapacağını... Anlatınca yavaş yavaş, eline verdiğimiz küçük kapla boşaltmaya başladı... Çoğunu yere döktü suyun ama sonlara doğru boş kap suyla dolmaya başladı...




Dördüncü aktivite ise el yıkamak oldu. Aslında hep elleri yıkanıyor ama biz yıkıyoruz. Bu sefer onun yıkamasına izin verdim. Musluğu en kısık seviyede açtık ve kollarını uzattı suya. Musluğu kapatınca suyun akmadığını, musluğu açınca suyun aktığını öğrendi... Daha sonraki el yıkama esnasında ilk önce musluğu açmaya çalıştı... Başarılı bir aktivite oldu bizim için...




PÖPÜCÜK...

Oğlum sonunda öpmeyi öğrendi:) Annecim öper misin beni dediğimde hemen yanağını yaklaştırıyordu... Ama akşam istediğimde dudaklarını uzatıp bir güzel öptü beni:) Tabiii ben doyamadım buna ve bütün akşam habire öpücük istedim!!! Hehe en sonunda bıktı:P

Akşam bir diğer öğrendiği şey ise el öpmek oldu... Hafta sonu babaneyi ziyarete gideceğiz inşallah. Bir kere gösterdim el öpmenin nasıl olduğunu hemen kaptı... Şimdi elimi uzatınca öpüp başına koyuyuyor:P

Namaz kılmayı da öğrenmiş:P Hehe rükuyu geçip direkt secdeye varıyor ama olsun:) Ve ayrıntı şu... Başlarken ellerini kulak hizasına getiriyor... Bunu babasından görmüş olmalı.

Yaramazlıklar tüm hızıyla devam ediyor... Beş dakika oturmuyor yerinde. Dün ablamın mutfak masasına tırmanıp sebzeliğe çıkmak için çabalarken kafası aşağıda bacakları yukarda asılı kalmış:( Yeğenim o an elindeki çorba kasesini fırlatıp yakalamış... Berk o şokla 15 dakika kanepeden hiç kalkmamış... Ama ben eve gittiğimde kanepenin tepesindeydi:P Şükür düşmemiş... Düşse olabilecekleri düşünmek istemiyorum. Mutfağın yerleri fayans:( Offf offf Allah korumuş...

Ablam ve annem mayıs sonunda umreye gidecekler. 3 hafta için Berk'e bakacak gönüllüler arıyoruz:) Bir komşumuz var. Daha önce 4 sene kadar çocuk bakmıştı. Onunla konuşacağız. İnşallah kabul eder... Olmazsa kreş arayacağım... Ya da küçük ablam bakacak... Onda 2 çocuk var bir de Berk nasıl olacak bilmiyorum...

25 Nisan 2008 Cuma

REÇETE!!!

Berk'in dişleri çıktığından beri ara ara yine göğüs çevremde çatlaklar açılıyor:( Yeni doğduğunda da uçlarında yaralar açılmıştı:( Ne kadar acırsa acısın emzirmeye devam etmiştim... Artık büyüdü, bir daha olmaz derken dişleri çıkmaya başlayınca uçlarda değil de çevresinde çatlaklar oluştu:( Nasıl oluyor bilemiyorum ama birkaç gündür acılar içindeyim. Lansinoh vardı evde, ondan sürdüm ama bir işe yaramadı:(

Aklıma ayva çekirdeğinden yaptığım jel geldi. Ve akşam yaptım... Şükür bugün biraz daha hafifledi acılarım. Daha önce bazı forumlarda da yazdım bu reçeteyi. Şu ara doğum yapan ya da yakın zamanda doğum yapacak arkadaşlar not edin bu tarifi... Belki sizde de işe yarar...

2 - 3 ayvanın çekirdeğini çıkartıp bir fincan içine koyuyoruz. Üzerine de 2 - 3 tatlı kaşığı su... Birkaç saat içinde jel kıvamına geliyor bu karışım. Çatlayan ya da yara olan yere sürüyoruz. Hem acıyı azaltıyor hem de zamanla yaraların kapanmasını sağlıyor...

Akşam Berk efendiyle ceviz kırdık:) Kırmaya başlamıştık ki babamız imdadımıza yetişti ve o devraldı... Berkle ben temizleyip yemeye devam ettik:P Ceviz kırmamızın bir amacı vardı. Uragan'ın övdüğü tahinli kurabiyeyi yapmak... Ellerime sağlık çok güzel oldu:) Berk onun eline de hamur verecekken kaçtı ama bir dahaki sefere beraber hamur yapacağız... Ama undan nasibini aldı. Yüzünü una buladı!!!

Bu ara babasının traş köpüğüne kafayı takmış durumda... Babasını traş olurken gördüğünden beri eline geçirdiği kremleri yüzüne sürüyor!!! Traş için hazırlık yapıyor:) Akşam işi abarttı ve kurabiye için aldığım tahini yüzüne sürdü:P

Artık ev ayakkabılarını, süeterini ve montunu kendisi giyip çıkarabiliyor:) Geçen akşam ilk kez şort giydi. Ve bütün akşam bacaklarına yazı yazdı... Silince de çıkmadı:( Ablam ertesi sabah altını değiştirirken korkmuş:P Ne oldu bu çocuğa diye:P

23 Nisan'da oğlum, yeğenimin gösterisini seyretmeye gitti. Çok eğlenmiş... Ablam her hareketi tekrarladığını söyledi. Erkek çocuklarının peşinden koşmuş. Gidip gidip yanlarında bitiyormuş:) Akşam eve geldiğinde annemcim nasıl oynadı ablalar diyorum:) Ayaklarını kollarını kaldırıp gösteriyor!!! Büyüsün de biz de onun gösterilerini seyredelim inşallah... Resimleri dayımız gönderince koyacağım:)

22 Nisan 2008 Salı

ANNE UFFF:(

Berk sonunda annesini uff etti:( Pazar sabahı bulaşık makinesini boşaltırken her zamanki gibi Berk de yanıma geldi... Ve her zamanki gibi benden önce tabakları almaya başladı içinden... Ama bu sefer hiç beklemediğim birşey yaptı. Cam meyve tabağını alıp bana doğru fırlattı:( Tabak ayağıma geldi:( O kadar acıdı ki, ağladım da ağladım... Acım diner diye... Annem koşa koşa geldi, Berk'e bişey mi oldu diye. Beni yerde görünce o da ne yapacağını şaşırdı... Tırnağım morardı sadece... Şu an hafif hafif sızlıyor üzerine basınca.



Berk de çok korktu beni öyle görünce... Biraz zaman geçip de benim ağlamam kesilince, sırnaşmaya başladı minik kediler gibi:) Ne yaparsa yapsın o benim minik eşeğim...


Pazar gazisi olduğum için, Emirgan'a gidemedik:( Akşama doğru dışarı çıktık ve Berk efendinin elektriği gitsin diye çimlere bastırdık :) Haha ama hiçbir işe yaramadı ve bütün gün uyumadığı gibi gece de uyumadı...



Zeyneple top peşinde koşturdular... Ama Berk kendi topu yerine başkalarının toplarına koşturdu hep. Büyüklerle oynamayı daha çok seviyor... Voleybol oynayan çocukların arasına gitti. Korkarak izledim onu... Ya ezilirse diye. Ama müdahale etmedim. Kendi başının çaresine bakabilsin diye...




Emzik olayını bitirdik iyice. Bir haftadır emzik Berk'in hayatından çıktı. Gündüzleri zorlu geçti ama daha da düzelecek... Darısı memeyi bırakması ve tuvalet eğitimine başlamaya. Tuvalet eğitimi için de dün ilk adımımızı atıp, Berk'e ayıcıklı lazımlık aldık... Ama onun ne işe yaradığını daha anlamadı Berk efendi. Tuvaletini yapması gereken yere ayaklarını koyuyor:) Yaza işimiz var...


Pazar günü uyutma çabası içindeyken 9. dişini çıkarttığını da gördük... Oğluş o yüzden huysuzmuş bir süredir. Devamı da gelecek sanırım... Hala huysuzluk had safhada... Biraz araştırdım da, bu aylarda bir diş hekimine gitmemiz gerekiyormuş... Mayıs ayındaki kontrolde diş kontrolümüzü de yaptıracağız inşallah!!!

Yaz yavaş yavaş geliyor ya Berk'in kolları ve bacakları açıldı:) Tabii iyice tatlı oldu yavrum... Kolları bacakları gel de bizi ısır diyor:) Şort giyince daha da bir büyüdü sanki....

Allah'ım çocuk için çaba sarfeden herkese nasip et bu güzelliği...

18 Nisan 2008 Cuma

ICEMAN:p



Pazar günü Miniatürk'ten çıkınca Berk Wuuuwwwnwuuuuwww sesleri duydu ve oraya yöneldi. Miniatürk'ün hemen yanında bir go-kart pisti var. Eeee Berk efendi babasıyla f1 seyrettiği ve motor tutkunu da olduğu için go-karta binen abi ve ablaları dakikalarca seyretti. Aaaaayy nidaları eşliğinde:) Boşta olan bir araca bindirdik beyimizi.. Belli mi olur? İlerde babasının en beğendiği f1 yarışçısı Iceman Kimi Raikkonen gibi olur:P

16 Nisan 2008 Çarşamba

Miniatürk!!!

Cumartesi günkü buluşmadan sonra Berk'i pazar günü evde tutmamıza imkan yoktu:) Biz de uzun zamandır istediğimiz Miniatürk gezisini yapalım dedik. Şansımıza hava güzeldi ve Berk bu gezide çok eğlendi... Çok da kalabalık değildi. Yaza bir kez daha gidebiliriz...




Berk kafasına göre dolaştı. Elimizden tutmak istemedi. Merdivenlerin başında bitti hemen. Artık kendisi çıkabiliyor merdivenleri. Ama trabzanı varsa!!! Tabii arkada duruyoruz hala. Bazen dengesini kaybedebiliyor. Akşam dışarı çıkıp da evimize döndüğümüzde 4 kat merdiveni kendisi çıkıyor... Yorulduğunu hissediyorum ama o bıkmadan basamaklara tırmanıyor.



Minyatür yapıları görmek çok güzeldi. Kendimi kocaman hissettim yanlarında. Köprüden geçmek ise çok ilginçti. Herkes aynı espriyi yapıyordu birbirine. Yürüyerek geçtik sonunda köprüden:P


Berk trene de bindi. Aslında ben biraz korktum. Ya yolda inmeye kalkarsa ya ağlarsa diye. Ama benim oğlum artık büyümüş ve biletini eline alıp bekledi. Ve tren gezdiği sürede hiç ağlamamış ve büyük zevk almış. İnmek istemedi...


Labirente de girdi Berk. Yönünü bulmakta zorlandı ama:( Sağolsun minik bir abla yardım etti ve çıkışı buldu...


Babasıyla satranç bile oynadı:) Taşları kaldırmakta biraz zorlandı maalesef:(


Penguşlar , kediler ve fareler dikkatini çekti. Ama masal ağacından çok korktu:( Salıncakta sallanırken masal ağacının sesini duydu ve ağlamaya başladı:(



Emziği bırakışımızın 3. günü... Pazar günü pek hissetmedi. Sadece uyumak istediği an çok ağladı. Ben yanında olduğum için memeye sarıldı da uyudu. Geceleri de rahatız. Benimle unutuyor emziği. Ama gündüzleri:( Ablam çok zorlanıyor, özellikle uyuturken... Ama alışacak. Bu akşam emzik nerde diyorum o da gook diyor:P

14 Nisan 2008 Pazartesi

İŞ VE BULUŞMA:)

Cumartesi günü blog buluşması vardı. Aramızda konuşup, Sühendancığıma fazla yük olmamak için biz de ikram getirelim demiştik. Ben de cuma akşamı adım çöreğinden yapmak için kolları sıvadım:P Tam hamuru yaptım, Berk efendi koşa koşa elini çevirerek geldiii. Bu ne demek? Ben banyo yapmak istiyorum demek:) Hamur hazır, mayalanmadan içinin konup tepsiye dizilmesi lazım... Ne yapsam ne etsem derken, ablam ağlamasını duyup geldi sağolsun. Ve hemen Berk ananeye postalandı banyo için:) Aynı apartmanda oturmanın faydaları işte...


Cumartesi sabahı da buluşma için Üsküdar'a gideceğimizden Berk de benimle işyerine geldi... Sabah bizi o uyandırdı. Yoksa işe de geç kalacaktım. Bereket hiç yaramazlık yapmadı işyerinde oğluşum. Hatta annesine klasör bile taşıdı. Hiç kimseyi tanımadığı için pek fazla sesi de çıkmadı. Sadece goo goo diye oynadı kendi kendine... Bir de masamda resim yaptı:) Yemek de yedi ve uyudu... Yatıracak yer olmadığı ve arabasını da yanımıza almadığımız için, iki sandalyeyi birleştirip oğluma karyola yaptım... Rahatça uyudu.


Annesinin masasında Berk:P ( keşke hergün gelse yanımda )



Annee ne büyükmüş burası:)

Sonra da büyük buluşma için çıktık yola. Bizim evi bulmamız biraz uzun sürdü ama sonunda vardık... Çok güzel bir gündü. Sühendan çok güzel ağırladı bizi. Tekrar teşekkür ediyorum. Ve tabii bebeler:) Hepsi birbirinden şekerdi. Bir tanesi eline oyuncak aldı mı diğerleri onun peşinden gidiyordu:P Ama zamanla onlarda alıştılar birbirlerine ve güzel güzel vakit geçirdiler... Ufak tefek sürtüşmeler oldu ama çok sorun yaşanmadı...




Biz anneler ise muhabbet etmeye çalıştık ... Ama sohbetlerin arasında bebek ağlamalarıyla fırladık yerimizden. Sühendan, Emine, Hacer, Kuaybe, Esra, Minel, Zeynep ve Seda hepinizle tanışıp zaman geçirmek çok güzeldi. İnşallah tekrar edelim bunu, en kısa zamanda...

Talha ve ben... Nereye daldıysak artık? ( Talha'nın elektrik süpürgesinden korkup koltuğa yapışıp kaldığı an bu heralde:) )



Kuzucuk ve ben ... Çok şeker olmuş bu kuzu yaaa. Ama popoyu ısıramadım, bir dahakine inşallah...


Oğluşum yalnız takılmış burada:P




Esra gibi biz de fotoğraf çekemedik:( Makinemiz ablamda kaldığı için:( Ama Emine imdadıma yetişti hemen, sağolsun... Berk o kadar yorulmuş ki gece hiç uyanmadı... Ertesi gün arkadaşlar nerde diye sorduğumuzda goook diyordu:)


Kuaybecim pazar günü emziği çöpçüye verdik biz:) Dün dışarda olduğumuz için pek zorlanmadı, emziği arada bir, o da uyuyacağı zaman aradı... Ama akşam biraz ağladı. Annecim çöpçü aldı, sadece bir tane var, o da kesik dedik. Bir tane emziğini daha önce kesmiştim. Onu verdim eline... Ama velet hemen anladı ve attı. Ablam bugün öğlen uyuturken çok zorlanmış ve emmesine izin vermiş. Kızdım ama kıyamadım deyince birşey demedim... Birkaç güne kadar unutur inşallah iyice... Çok zormuş çook!!!

10 Nisan 2008 Perşembe

BIRAK BEBEĞİMİ EMZİK:p

Kararımı verdim geçen hafta... İlk önce emziği bıraktıracağım Berk'e. Sonra da anne sütünü... İlk önce anne sütünü bıraktırsam emziğe iyice bağlanacak yoksa... Araştırıyorum, çevremdekilere soruyorum nasıl bıraktırabiliriz diye. Çeşit çeşit yöntemler varmış bu konuda bile:P

Doğduğu ilk gün emmeye başladı Berk. Emmenin çocuğu rahatlattığını okumuştum. Bebek emdiğinde, vücudu daha fazla hormon oluşturuyormuş ve bu bir yandan sindirimi düzenlerken öte yandan sakinleştirici ve uykuyu destekleyici bir etkiye sahipmiş. Emzik de bu etkiyi sağlayabilirdi... Hatta bir annenin yazısını okudum o dönem. Bebeği, kafasını karyolasına vurarak uykuya dalmaya çalışıyormuş. Bu durum normalmiş aslında. Bebeklerin % 20 si başlarını yatak kenarına vurarak uykuya dalarlarmış... Özellikle erkek bebekler. Kendilerini sakinleştirme yöntemiymiş bu. Böyle olmasındansa emzik emmesi daha iyi olur demişti kadın...

Çalışacağım için, benim yanında olmadığım zamanlarda emzik rahatlatacaktı Berk'i. Gerçekten de öyle oldu. Emzik, Berk'in çok ağladığı ya da huzursuzlandığı zamanlarda kurtarıcı oldu. Ben adını susturucu taktım hatta:)

Artık büyüdü Berk ve emziğe ihtiyacı da kalmadı. Ama o kadar alıştı ki emziğe onsuz yapamıyor:( Gece herneyse ama gündüz bütün gün ağzında emzikle dolaşması beni çok üzüyor:( Yanında olmadığım için hafta içi , bunu engelleyemiyorum da. Emziğin konuşmasını geciktirdiğini de düşünüyorum. Hala ııhh ıhh diyerek ya da işaretle isteklerini dile getiriyor... Söylediği kelimeler çok az. Ki yanında çok konuşuyoruz. Yemek yaparken ya da bir işle uğraşırken bile ona anlatıyorum yaptıklarımı. Kitaplarına bakarken, tek tek söylüyorum resimlerde gördüklerini... Emziğe bağlıyorum konuşamamasını da:(

Aslında 2 - 3 yaşa kadar emebilir diyor doktorumuz. Tabii o yaştan sonra bıraktırmak daha da zor olur demeyi de ekleyerek!!!

Emzik bıraktırmak için en çok kullanılan yöntem ''
tiksindirme ''. Bununda çeşitleri var tabii.. Mesela ablam, kızları emzikten vazgeçirmek için tuz ve şekeri karıştırıp emziğin içine doldurmuş. Ucunu da delince bebeler her emdiklerinde o iğrenç tadı çekmişler:P Ama bizim veletler akıllı ya bakkala gidip yeni emzik almaya kalkmışlar:) Eee ablam onlardan önce davranıp bakkala tuz-şekerli emziği vermiş. Ve bakkal o emziği verince, kızlar bütün emzikler böyle demek diye vazgeçmişler emmekten:)

Nette okuduğum daha da iğrenç tiksindirme yöntemleri de var:P Emziği bala batırıp üzerine saç telleri yapıştırmak bunlardan biri... Ama ben kıyamam yavruma...

Diğer bir emzik bıraktırma yöntemi de ''
emzik bitti ''. İlk olarak emziğe bir delik açarak başlıyorsunuz. O deliği zamanla büyütüyorsunuz ve yavaş yavaş kesmeye başlıyorsunuz. Tabii etrafta çocuğun göreceği ya da ulaşacağı başka emzikler olmayacak. Emzik zamanla kısalacak ve artık çocuk emzikten zevk almayacak. Belki de gidip kendisi çöpe atacak... Bana bu iyimser bir yöntem gibi geldi. Yeni nesil cin çocuklar buna inanırmı bilemem:)

Diğer bir yöntem de '' emzik perisi ''. Her çocuğun emzik karşılığında almak istediği mutlaka birşey vardır. Bir giysi ya da oyuncak. Emzik perisine emziği verirse, istediği şeyi alabileceğini söylüyoruz... Büyük ihtimalle çocuk emziğini hemen verecektir:) Hediyeyi alınca emziğini geri isteyebilir tabii:) Onu teselli etmek de bize düşecek...

Başka bir yöntem de '' hediye ''. Her emziksiz geçen gece gün için küçük hediyeler almak. Her emziksiz gece, emzik alışkanlığının bırakılmasına yönelik bir adım ileriye götürecektir. Tabii çocuklar bunu suistimal edip her yapmamaları gereken şey için hediye isteyebilirler...

Vee daha büyük çocuklara uygulanabilecek bir yöntem. '' Nedenlerini anlatmak ''. Neden emziği bırakması gerektiğini anlatabiliriz. Hiç yakışmadığını, arkadaşlarında emzik kullanan olmadığını, emzik kullanmasının dişlerini bozacağını ya da konuşmasını yavaşlattığını söyleyebiliriz. Birçok çocuk emziği bırakması için önemli sebepleri olduğunu görünce bırakıyormuş. Tabii inatçı bir velet değilse!!!

Bunca yöntem arasında Berk için seçtiğim; tiksindirme:) Kötü bir anne miyim ? Hayır, ama onun bir an önce emzikten kurtulmasını istiyorum. Cumartesi benimle olacak... Başlayacağım... İnşallah çok uğraşmama gerek kalmaz ve oğluşum bırakıverir emziği...

9 Nisan 2008 Çarşamba

ŞAŞIRDIM!!:p

Berk dün bir komşumuza gezmeye gitmiş... Ablam dedi ki; hiç yerinden kalkmadı. Tekli koltuğa oturmuş ve orda olduğu süre boyunca kitaplarıyla oynamış... Hiç yaramazlık yapmamış... Herkes şaşırmış , hatta insanlar ne kadar uslu bir çocuk demişler... Ben de inanamadım ama yavrucağım ilk kez gittiği için yadırgadı sanırım orayı. İkinci gidişinde komşunun vah haline:P

Kadınlarla daha iyi anlaşıyor Berk. Onu kucağına almak isteyen kadınlara gidiyor ama erkeklerle pek ilgili değil... Sadece tanıdığı erkeklerle oynuyor...

Suyu çok seviyor, her akşam yıkanmak istiyor ama sadece vücudunu!!! Saçlarını yıkamaya başladığımız an küvetten çıkmaya çalışıyor... İnşallah yaza denizde bu korkusundan kurtulur...

Akşamları ben egzersiz yaparken hemen koşuyor, başlıyor benim yaptıklarımı yapmaya... Bacaklarını kaldırıyor, belini çeviriyor!!! Mekik çekerken karnıma oturması ve hoplaması bana pek iyi gelmiyor ama:P Akşam çok komik birşey oldu. Ben 44 - 45 -46 diye hareketleri sayarken Berk 47 dedi:) Haha bilinçli söylemedi eminim ama o kadar denk geldi ki koptuk Bünyamin'le...

Biliyorsunuz akşam maç vardı. Yenildik. Olsun, seyretmek zevkliydi. Ara ara diğer maça kaçsak da güzeldi. Ben, yeneceğimizi ve o sevinçle Taksim'e gitmeyi ummuştum.... Seneye!!!

Berk babasının öğrencilerinden aldığı balonlarla oynadı da oynadı. Balonları yere koyup üzerlerine atlıyor...


7 Nisan 2008 Pazartesi

EH İŞTE:(

Biraz daha iyiyiz diyebilirim... 38 i geçmedi ateşi şükür... Doktor idrar yolları iltihaplanması olabileceğinden bahsetmişti. Çişini yaparken sorun yaşarsa gelin demişti tekrar... Ben zorlandığını hiç farketmedim. Ama dün saat 11.00 den akşam 17.00 'ye kadar hiç çiş yapmadığını görünce aldı beni bir panik... Eczaneden idrar tahlili için kullanılan poşetlerden aldık. Takıp, kontrol edecektim çişini rahat yapıp yapmadığını... Eve geldiğimizde yapmıştı:) Hiç bu kadar rahatladığımı hatırlamıyorum:P

Ben yine de taktım poşeti kontrol altında olsun diye ama BErk hiç memnun kalmadı bu durumdan. Sonunda çıkardık... Zaten zorlansa çok ağlar değil mi? Offf ne zor çocukların acıyan yerlerini gösterememesi:(

Dün iyiydi Allah'a şükür... Ateşlenmedi... Babasıyla beraber f1 seyretti:P Wuuuvvv wuuuvvv sesleri arasında:P Ve zap yaparken bu şarkının klibine takıldık... Berk çok sevdi... Buyrun efendim... Feridun Düzağaç ve Beni Bırakma!!!





5 Nisan 2008 Cumartesi

AHH DİŞ VAHH DİŞ:(

Dün gece hep mızırdandı:( Defalarca emdi beni... Sütünü içmedi:( Sabaha karşı da artık dayanamadı ve ağlayarak uyandı Berk... Dakikalarca ağladı... Saat 06.00 dan sonra da hiç uyumadı:( Hafif ateşi vardı. Ateş düşürücüyle biraz kendine geldi... Ben işteyken sorun olmadan geçirmiş günü.

Akşamüzeri eve geldiğimizde uyutmak için yatırdım yerine. Yine ağlayarak uyandı aynı geceki gibi... Hiç susmadı:( Ateşi daha yüksekti. Ne olduğunu anlayamadık ve doktora gittik... Herşeyi iyi görünüyor... Doktora göre azıları geliyor... Ateşi yükselirse yine gelin dedi... Bu gece sanırım yine uykusuz geçecek...

4 Nisan 2008 Cuma

3 Nisan 2008 Perşembe

GOO GOO GOOOLLLL!!!

Berk futbolcu olacak:) Nerde bir top görse goo goo gooolll diye bağırmaya başlıyor. Akşam fenerbahçe maçını seyretmeye beraber başladık. Futbolcular koştukça Berk de goolll diyerek koşturdu... Ta ki uyku saati gelene kadar.



Metin'in mevlidi nedeniyle bebek şekeri malzemesi almak için Cumartesi Eminönü'ne gittik. Aman Allah'ım ne kadar çok çeşit var. İnsanın gözleri kamaşıyor. Ben pişman oldum Berk'e yapmadığım için... Ama oğluma çok güzel bir kapı süsü aldım... Eskisi yıkanamıyordu ve iyice kirlenmişti:(



Cumartesi hava soğuk diye Berk'i hiç almadık yanımıza. Onu Zeynep'lere bıraktı babası biz de koştura koştura işlerimizi hallettik. Bütün gün oynamışlar Zeynep'le. Annem sırayla bütün minikleri yıkamış. Zeynep, Berk ve en son minik Metin!!! Annem yorgunluktan bitap düşmüştü geldiğimizde. Eee üç çocuğu yıkamak hiç kolay değil. Berk o gece hiç uyanmadı... Süt içmeye bile!!! O kadar yorulmuş ki yavrucağım. Sabah 08.00 de sütünü içti ve tekrar uyudu... Tam 10.30 a kadar!!! Ben şaşkın , Bünyamin şaşkın baktım birbirimize:)






Pazar günü Metin'in en yakışıklı olduğu gündü:) Yavrum o kadar büyüdü ki... Tomtiş yanakları harika... Allah kabul etsin güzel geçti mevlitte. Hoca hatun biraz geç kaldı ama olsun! Berk yine bütün enerjisini gösterdi orada da... Bir ara hoca ilahi okurken bizimki de bağırarak ona eşlik ediyordu:P Amin yapmayı da öğrenmiş. Hadi annecim amin deyince ellerini kaldırıp yüzüne sürüyor:) Herşeyi kapıyor bu çocuklar. Namaz kılarken de hemen koşup geliyor yanına insanın. Hareketleri yapmaya çalışıyor ama insanın tepesine de çıkıyor tabii. Ablamla yaşadıkları komik anlar var bu şekilde!!



Pazar günü de çok yoruldu ve o gece de hiç uyanmadı Berk efendi:) Ben tamam dedim, Berk artık büyüdü ve uykusu düzene girdi. Pazartesi gecesi uyuttum ve yatırdım yerine. Yattık biz de ve ııhhh diye bir ses... Daha iki saat olmuştu uyuyalı Berk , kalktı... Herşey eskiye döndü. Ne güzel sabah 10.00 gibi kalkıyordu. Gündüz 1 kere uyuyordu. Ve akşam 22.00 de uykuya yatıyordu. Bu gece ne olacak bakalım halimiz. Akşam üzeri uyursa gece yatma saati geçe kalıyor... Tabi bütün düzenimiz bozuluyor...




Bu gece ise beni delirtti:( Sanırım 7 kere uyandı ve bir kere inek sütü içti. Diğerlerinde hep emmek istedi:( Artık anne sütünü bıraktırma zamanı geldi galiba. Ama nasıl?