19 Haziran 2008 Perşembe

YAZAMADIM BİR TÜRLÜ...



Neler sığdırdık bir haftaya... En önemli olay bizim için, anane ve teyzenin kutsal topraklardan dönmesiydi... Pazartesi öğlen indiler uçaktan. Biz de ailecek gittik karşılamaya. Berk geniş alanı bulunca uğurlamada olduğu gibi oynadı Zeynep'le... Hem seviyorlar birbirlerini hem de yanyana gelince kavga ediyorlar. Zeynep itmiş Berk'i ve bizimki kafa üstü düşmüş:( Korktuk , o da ağladı ama beş dakika geçtikten sonra yine Zeynep'in peşine takıldı:P


En merak ettiğim oğlumun anane ve teyzeyi görünce ne yapacağıydı... Teyzesine sarıldı ilk önce... Koşarak:P Sonra annanne diyerek ananeye:) Annem ağladı tabii... Boyu uzamış ama zayıflamış dediler oğlum için:( Ben ise büyüyor dedim sadece:) Gerçekten de büyüyor! Gün geçtikçe bakışları bile değişiyor sanki... Tavırları, konuşmaları hatta inadı...




Anane ve teyze hediyelerle gelmişler, çocuklar gibi sevindik:) Oğluşuma oyuncak deve almışlar... Yürümeye başlayınca binicisi ilahi okuyor... Berk çok korktu:( Bir de arap erkeklerinin giydiği uzun beyaz elbiseden almışlar. Sünnet zamanında işe yarar sanırım:) İlk gün giymek istemedi ama akşam giydirdim de çok yakıştı oğluma...





Bu hafta ikinci önemli olay ise Berk'in anne sütüne veda etmesiydi!!! Gece uyanmaları ve emme isteği artık sınırı aşmıştı... Yapabileceğim tek şey vardı o da bıraktırmak. Zor olacak, ağlayacak, nasıl yapacağım diye düşünürken cuma sabaha karşı 5. kez emmek için uyanınca '' YOK '' dedim.... Artık memme '' YOK ''. Yataktan kalkıp hemen salona geçtim. Ve bant yapıştırdım göğüslerime... O arada çok ağladı. Kapının önüne gelip anne annee dedi ağlayarak. Ama ben o an karar vermiştim ve bitecekti...




Çünkü Berk artık akşamları hiç yemek yemiyordu. Gündüz ne yediyse onunla kalıyor, akşamları sadece emiyordu. Saatlerce yapışık bir vaziyette oturuyorduk... Yerimden kalktığım an ağlamaya başlıyor ve hep yanında istiyordu beni... Hele de geceleri 10 kereye yakın kalkıyor bir yudum emip uykuya devam ediyordu... Hem o hem ben rahatsızdık kısaca!!!




Şu an bir haftaya yaklaşıyor bırakması. Başlarda tabii çok zordu. Ama artık alıştı. Memme diye yanıma geldiği an sen büyüdün artık annecim diyorum. O da anlıyor ve üstelemiyor. Ama bazen de damarı tutuyor ve saatlerce bekliyor başımda... Biraz daha dayanmamız lazım, ikimizin de...



Artık geçmemiz gereken tek bir aşama kaldı. Tuvalet eğitimi!!! Temmuz'da tatile çıkınca onu da hayırlısıyla geçeriz inşallah... Bakıcıdayken kakasını yapmadan söylüyormuş aslında. Evdeyken de birkaç kere söyledi ben de hemen lazımlığına ya da tuvalete oturttum ama başarılı olamadık. Lazımlıktan kalktı, tuvalette de ağladı:( Akşam bir ilk yaşadık. Berk yanıma gelip kaka dedi ve tuvaleti gösterdi... Ben de hemen bezini çıkarıp, adaptörü takarak tuvalete oturttum beyimizi... Ama beni kandırmış:P Tuvalete oturma isteğinin sebebi banyoda bulunan kokuyu eline almakmış:P Maalesef çişini yaptırmayı başaramadık...






Söyleyebildiği kelimeler günden güne çoğalıyor. Hatta bazen ummadığımız bir anda öyle kelimeler söylüyor ki şaşıyoruz... Annemleri almaya havaalanına giderken bir okulun önünden geçtik ve bizimki '' OKUL '' dedi!!! Şaştık... Şimdi nerde okul görse hemen okul diyor:)



Teyde...

Tuba...

Meve...

Çüt...


Çaaayyyy...

Kalk...


Momimon...





Pazar akşamı hop oturup hop kalktığımız maçı, ailecek seyrettik. Beraberlik golünü attığımızda başladım duaya:) Ve sonra galibiyet... Arkasından Volkan'ın kırmızı kartı, Tuncay'ın kaleye geçmesi:( O arada eşim de Berk'e monimon almaya gitmişti ( Çöp tenekesinde poşetini görünce istedi ) ... Memmeyi yeni bıraktığı için binbir nazla uyutmaya çalışıyorum... Bir taraftan gözüm maçta, bir taraftan kulağım kapıda monimon bekliyorum... Maç bitiyor ve bir anda her taraftan silah sesleri geliyor... Berk'i kucağıma alıp evin en kuytu köşesine geçip beklemeye başlıyorum eşimi. Endişeyle!!! Berk ağlıyor, ağlıyor... Korkudan!!! Ve zil çalıyor.... Eşim açık bakkal bulmak için dolaştığını söylüyor tabii ben de rahatlıyorum. Sıcağa rağmen camları kapatıp oğlumu kucağıma alıyorum... Ve hala sevinmeyi öğrenememiş olmamızı düşünüyorum... Sabah haberlerde 9 yaşında bir kızın bir maganda tarafından vurulduğunu dinliyorum acıyla... Ya karşı apartmandaki magandanın attığı kurşun bize denk gelseydi diye düşünerek:( Allah'ım sen akıl fikir ihsan eyle kullarına...

Cuma günü Berk'in saçlarını ikinci kez kestirdik... Uzamış ve şekli bozulmuştu. Yazın kısa saç daha rahat oluyor ayrıca... Ama bu sefer çok ağlamış... Korkmuş!!

Ne kadar çok korkmuş kelimesini kullandım değil mi? Berk bu ara herşeyden korkuyor. Hatta akşamları pencereye vuran avizenin ışığından bile:(

Her akşam saat 16.30'dan sonra kapıya gidip babba park diye ağlıyormuş... Ablam saati geldi diyor :) Babasıyla birlikte parka gidiyorlar. Salıncakta sallnıp kaydıraktan kayıyormuş... Hatta atraksiyon bile yapmaya başlayıp ters kayıyormuş:P Ben yanında olsam izin vermem:) Düşer de bişey olur diye...

Şu an ablamdan babasıyla birlikte geliyor... Apartman bağrışlarıyla inliyor:P Yine atta istiyor galiba:P