26 Mart 2008 Çarşamba

HASTALIK ÖNCESİ!!!

Berk dünden beri biraz daha iyi şükür. İştahımız da biraz açılmış ama eskisi gibi olmasına daha vakit var sanırım... Dün babamız da hastalandı:( Rapor aldı ve birgün dinlendi. Bugün işbaşı... Eee çocuklar bekliyor ders için:)


Berk hastalanmadan önceki cumartesi hava güzel olduğu için Miniatürk'e gidelim dedik. Ama ne mümkün:( Trafik o kadar berbattı ki 1,5 saatte Halıcıoğlu'na gelebildik ancak. Bizde karar değiştirip Pierre Loti'ye çıktık. Hem de teleferikle. Benim ilk deneyimimdi... Biraz korktum ama güzeldi... Berk ikinci kez bindi ve gayet memnundu.









Kahvelerimizi içip güzel manzarayı seyrettik. Dönüşte yürüdük, mezarlıklar arasından, birgün gelecek son anı düşünerek!!!





Berk her gördüğü motorsiklete dokundu, bazılarına bindi... Sağolsun esnaf çok ilgi gösterdi Berk efendiye!!!




Oradan dönüşte Berk'in iştahsızlığına iyi gelir belki diye pediasure diye bir mama aldık. Eve gelince de hemen deneme yaptık ama bizim velet içmedi mamayı... Hatta o gece uyanınca verdiğimiz sütü bile mama sanarak içmedi!!! Çok seçici bu çocuklar ve zorla hiçbirşey yemiyorlar... Hastalık esnasında bana çok bağlandı. Hep emmek istiyor. Nasıl başedeceğim bilemiyorum artık. Bıraktırsam mı diye düşünmeye başladım. Kaç yaşına kadar emzirmeye devam edeceğiz? Herşeyi yaza bırakıyorum ama hem anne sütünü bıraktırmak hem emziği bıraktırmak hem de tuvalet eğitimi bir arada olursa Berk dayanabilecek mi?


Bu çocuklardan hiçbirşey kaçmıyor. Doktor demir için şurup vermişti. Ondan nefret ediyor. Zorla içiriyoruz maalesef... Uragan'ın tavsiyesine uyarak pekmez çayı yapayım da içsin dedim geçen akşam. Biberona hazırladım karışımı ve verdim eline. Oğluş hadi pekmez kolası geldi diye... Bir yudum aldı ve attı elinden:) Rengini demir şurubuna benzetti!!! Ama ben pes etmedim. Ve bir bardağa koyup pipetle en azından yarısını içmesini sağladım:) Eee annenin fendi Berk'i yendi bir akşamlık:):P


Pipet çok işimize yarıyor. Özellikle ıhlamur içirirken. Biberonla içmiyor ama bardakta olunca hemen açıyor ağzını. Pipetle dökmeden afiyetle içiyor herşeyi:)



Alışveriş merkezlerinin yiyecek katlarına çıkınca hemen oyuncaklara yöneliyor Berk... Daha küçük ama kaydıraklar çok ilgisini çekiyor. Biz de babasının gözetiminde birkaç kez kaymasına izin veriyoruz... O da çok mutlu oluyor. Jetonlu oyuncaklar fobimizi attığımızdan beri onlara da koşuyoruz... Özellikle arabalara... Ve tabii ki tırtıla:) Her Olivium'a gidişimizde iki kere biniyor tırtıla:)








Saçları kesilirken oyalamak için baloncuk almışlar bizimkiler. Berk o zamandan beri akşamları koşarak getiriyor baloncuk makinesini:P Biz de üffleye üfleye baloncuk yapıyoruz. Oğluşum da onları yakalama telaşına düşüyor:) O görüntü harika ve eğlenceli...








Eğlence deyince aklıma geldi. Kutu kutu pense oynuyoruz akşamları... İki üç dönüşten sonra canı sıkılıyor. Başka oyunlar buluyoruz biz de... Akşam bilgisayar sandalyesine oturdu ve dakikalarca döndürdü kendini!!! Bıraktığımda hadiii diyor başlıyoruz tekrar dönmeye:) Çocuklar büyüdükçe onlarla yaşamak daha da eğlenceli oluyormuş...