13 Ağustos 2007 Pazartesi

TATİL GÜNCESİ...

Cumartesi öğlen deniz otobüsüyle yola çıktık. Bandırma'da maalesef biraz beklemek zorunda kaldık:( Bu sırada berk ve zeynep çok yoruldu çookkk...


Akşam üzeri Bigaya vardığımızda dayımın oğlu karşılamaya geldi bizi. Ve bizim bavulları gördüğünde gözleri faltaşı gibi açıldı:) Sanırım aylarca orada kalacağımızı sandı:P:P:P Sadece bir haftalığına geldiğimizi söyleyerek yüreğine su serptik:) Sonra ver elini köyümüz...


Köyümüz ( Abdiağa köyü ) Biga'ya 2 km. uzaklıkta. O yüzden köy demek pek doğru değil. Yürüyerek bile gidip gelebilirsiniz bigaya... Hem temiz hem düzenli ve insanları da cana yakındır...


Bu evi çok seviyorum ... Ahşap, rahat ve serin... Tabii yürürken çıkan o gıcırtılar yok mu çocukluk günlerime götürüyor beni... Merdivenden inip çıkmak en büyük zevkimizdi:) Şimdi bile hoplayarak inip çıktım o merdivenlerden... Berk de sevdi benim gibi merdivenleri. Ah bir de yürüse... Zeynep en çok oynayandı merdivende. Bir kere de 3-4 basamak uçtu:):)


Ahh bir de yukarı ulaşabilsem...



Zeynep abla kim önce çıkacak hadi bakalım....




İlk günler gezdik de gezdik. Pazartesi pikniğe gittik. Ceviz ağaçlarımızın altında gel keyfim gel yaptık. Zaman kısıtlı olmasa keşfe de çıkacaktık ; artık seneye...


Akşam eve geldiğimizde de berki hayvanlarla tanıştırdık. Kuzular, buzağılar , kediler, köpekler, inekler ve kurbağalar:)

Anneee beni yemez değil mi?? Bu minik kuzu yaladı berkin ayaklarını:)


Deh dehhh:) Yok yok olmadı kuzulara ne denir acaba??



Veee daha bir aylık buzağı. Bunlar 3 taneydi. Ama biz en çok bu ufaklığı sevdik...


Kuzen bunlar da:):)




Bu kediyi eve götürsek olur mu baba???




Salı günü de hem ziyaret hem ticaret diyerek kuzenin oturduğu Gönen'e gittik:) Aman Allahım ne danteller ne iğne oyaları ne işlemeler gördük ama almadık:) Zeynebe ve berke başlık aldık. Zeynebin başında gördüğünüz pomak kızlarının başlığı... Çok yakıştı zeynebe çoookkk... Berke aldığımız ise türkmen başlığıydı ama resim çekmeyi unutmuşuz...





Lunapark görülür de oyuncaklara binilmez mi?? Zaman yine kısıtlıydı ve zeynebi çeke çeke ayırdık oyuncaklardan:) İbrahim çok farkında değil ama seviyor , gülüyor bu oyuncakların üzerindeyken:)


Berk herkesin sevgilisi oldu. İbi ibi diye peşinden koşturdu çocuklar... O da bu ilgiden oldukça memnundu. Zeynep ise berki diğer çocuklardan kıskandı. Berke yaklaşan çocukları gayet sert bir çığlıkla uzaklaştırmaya çalıştı...






Berk Biga'da çok huy değiştirdi. Bana çok düşkün oldu. Kime giderse gitsin hep gözleri benim üzerimdeydi. Ve maalesef hastalandı. Kuru bir öksürük musallat oldu:( Sanırım üşüttük. Bereket şurup vererek üstesinden gelebildik... Ve oğluşum kendi başına koltuklara tutunup kalkmaya başladı. Tabi biraz yardım ediyoruz ama olacak o kadar... O andan beri de hep ayakta durmak istiyor. Kendi başına yürüyene kadar işimiz var:(:(


Çarşamba günü de kuzenleri ziyarete ve Biga pazarına gittik... Organik ürünler gördük, aldık, yedik:):) Ve tabii ki meşhur Biga tostunu da afiyetle mideye indirdik...



Çarşamba gecesi ise perşembe günü nerelere gideceğimizin planlarını yaparken acı haberi aldık:( İstanbul'da 3 aydır tedavi gören eniştemiz vefat etmşti:( En acısı ise annemlerin bigaya gitmeden ziyaretinde, siz gidin biz de 2 - 3 gün sonra geleceğiz demesini hatırlamaktı. Evet geldi ama cenazesi:(

Perşembe ve cuma günü cenaze işleriyle meşgul olundu...

Cumartesi günü ise son tatil günümüz olması sebebiyle ani bir kararla çanakkale yollarına düştük... Sıcak ve sıkışık bir yolculuktan sonra truvaya ulaştık. Berk ilk kültürel gezisini yapmış oldu:)

Truva atına çıktık ( gerçek truva atı değildi ama olsun )... Çook sıcaktı çoookk... Truva şehir kalıntılarını gezerken de hayran kaldık... Biz mi gelişmişiz yoksa onlar mı diye düşünmeden edemedik...

Anneee ne kadar büyük bu at korktuummm...


Birkaç eşyayı alsaydınız yaa bittim bittim:):)



Eve döndüğümüzde yorgunluktan hepimiz sağa sola yığılmıştık da yengemin keşkek yaptım demesinden sonra hepimiz ayaklandık ( en başta da ben )...

Veee pazar günü...Tatilin bittiği, ertesi gün işbaşı yapmam gerektiğini ve maalesef oğluşumla akşamdan akşama görüşeceğimi hatırladığım gün!!!!

Feribotla döndük İstanbul'a... Gayet rahat ve serin bir yolculuktu. Tek olumsuzluk feribotun zamanında kalkmamasıydı. Berk bazen arabasında bazen kucakta yolculuk yaptı sonunda a uyudu:)

Berk benden kopabilecek mi diye çok düşündüm ama herşey eskisi gibi devam etti. Berk sabah uyandı, öpüştük koklaştık, eşarbımı bağlarken mızırdanmaya başladı ve beraber çıktık. O teyzesine ben işe... Ağlamadı şükür...